muhtemelen gözümüzde büyüttüğümüz her kız dahil
büyütmeyi beceremediklerimiz dahil
hatta
küçümsediklerimiz dahil
yanisi tüm kızlar
dahil
karşılarındaki biz değil de
kıvanç tatlıtuğ ya da bir benzeri olsa
bir gecede verirdi....
Gece gündüzle,gündüz geceyle bulandıkça. Birbirini altetmeye çabalayan bu iki düşman, bana işkence etmek için ,el sıkıp anlaşıyor; biri işe koşuyor,diğeri beni işten yoruyor. 'ne kadar parlaksın'diye iltifat ediyorum güne;'bulutlar göğü kararttığında yardım edersin'..diyorum ki,esmer tenli geceye yaranmak için de, 'sen aydınlatırsın akşamı,yıldızlar parlamazsa' yine de gün,gün geçtikçe uzatıp duruyor çilemi, geceyse ,her gece, derdimi arttırıyor. (sone 28,wıllıam shakespeare)

27 Eylül 2012 Perşembe
bizler ve onlar
bizler beybi face değiliz.
bizler zengin değiliz.
bizler o kadar da zeki değiliz.
bizler düşünceli de değiliz.
bizler kimsenin hayalindeki adam değiliz
bizler o sevdiğimiz kızların yetinmek zorunda kaldığı adamlarız.
onlarsa sadece mutsuz.
bizler zengin değiliz.
bizler o kadar da zeki değiliz.
bizler düşünceli de değiliz.
bizler kimsenin hayalindeki adam değiliz
bizler o sevdiğimiz kızların yetinmek zorunda kaldığı adamlarız.
onlarsa sadece mutsuz.
26 Eylül 2012 Çarşamba
25 Eylül 2012 Salı
neşet ertaş
!Onca yoksulluk varken” tertemiz aşklar yaşandıysa…
Açgözlü, muhteris, kibirli maymunlara pabuç bırakmayan birkaç iyi adam çıktıysa…
Duygusal, dinî, siyasi her türlü ilişkide ajitasyonun, manipülasyonun, dalga dubaranın gırla gittiği bir çağda; hiç kimseyi şahit tutmadan, gizlice, pırlanta gibi bir damla gözyaşı döküldüyse…
Bunda, Neşet Ertaş’ın payı var.
Murat Menteş
ne güzel demiş de mi ? geçenlerde (şarkı girişi gibi oldu aq) ben de böyle bir şey yaşadım yanisi pırlanta gibi mi bilmem ama bir damla gözyaşı döktüm, hiç kimseyi şahit tutmadan. sigaramın dumanında...
Açgözlü, muhteris, kibirli maymunlara pabuç bırakmayan birkaç iyi adam çıktıysa…
Duygusal, dinî, siyasi her türlü ilişkide ajitasyonun, manipülasyonun, dalga dubaranın gırla gittiği bir çağda; hiç kimseyi şahit tutmadan, gizlice, pırlanta gibi bir damla gözyaşı döküldüyse…
Bunda, Neşet Ertaş’ın payı var.
Murat Menteş
ne güzel demiş de mi ? geçenlerde (şarkı girişi gibi oldu aq) ben de böyle bir şey yaşadım yanisi pırlanta gibi mi bilmem ama bir damla gözyaşı döktüm, hiç kimseyi şahit tutmadan. sigaramın dumanında...
22 Eylül 2012 Cumartesi
21 Eylül 2012 Cuma
boşluğa
içimde öyle bir boşluk yarattın ki...boşa yaşanmış bir beş seneyle ve belki de boşa yaşanacak senelerle. içimden sanki tüm inancımı sözcüklerinle sökmüş gibisin. beni uyuttuğun hayal dünyamdan uyandırmakla!
ya hiç uyutmasaydın ya da hiç uyandırmasaydın...
ya hiç uyutmasaydın ya da hiç uyandırmasaydın...
20 Eylül 2012 Perşembe
9 Eylül 2012 Pazar
seven
insanlar filmlerde hep sevenlerin hikayelerini izler.
sevenler hep kavuşur o filmlerde.
kavuşmaları da istenir durur.
ama bir
de
seven vardır
sadece
hem de
en az o sevenlerdeki
seven kadar iyidir de....
aklanmak
karanlıkta okunan hikayeler
el değmemiş bebekler
doğum sancısı gözlerimizde
aklanırız belki bir gün dünyaya.
acele işe şeytan
aşkın izdüşümünü yanlış almışız.
şeytan karışmış işimize .
o yüzdenmiş yanlışa
bu kadar sevdalanmamız...
viski
viski ve kadın
aynı masada
gülümsemesiz
içişler
bir o kadar
samimiyet
yan masadan
dikizleyenlere
bin küfür
bir lira
göz kalp
o viskiden
kadında
8 Eylül 2012 Cumartesi
7 Eylül 2012 Cuma
açıklama özrü
düşün kanka.bir sokak köpeği. yanisi abisi beni. biraz da yaralı düşün. şimdiki kadar kötü değil ama kötü işte. sonra düşün kanka. biri gelsin. beni iyi etsin. sevgi versin. beslesin. ekmek koysun önüme. belki fazla ama biraz da su. o biri belli işte. turuncu. sonra düşün kanka. bu sokak köpeğinin neden böyle her tekme yiyişinde her defol denişinde artık hiç sevilmese bile ki aslında başta bile sevilmemişken böyle kendi içinde boğulmasını. gitmeyişini. sadık kalışını. sırf o ekmekle fazla gelen su için. bir an için. bir saniye için. hasta olan bir benliğe tutunacak bir şey verdiği için. kendinden bir saniye nefret etmesini engellediği için. çünkü kanka ben hasta bir adamım. kendimden nefret etmek için tahmin bile edemeyeceğin nedenlerim var. sen de nefret edersin benden. öğrense annem babam da nefret eder. etmeyeceklerse bile ederler. işte bu sokak köpeği o saniyenin sadığı sadece. ölüyor belki bu sadıklıktan. belki ona bir an bakan kişi değişmiş olsa da. o kişiyle alakasız olsa da. ve sokak köpeğini hiç sevmemiş de olsa. o saniyeyi bir kez daha yakalamak için son durak demeden koşuşumu düşün ama kanka bu köpeklerin ömrü ne kadardı ? daha var mı çok ? gelmedik mi ineceğim yere? yetmedi mi ?
6 Eylül 2012 Perşembe
5 Eylül 2012 Çarşamba
kilik
bir tutunamayan
bir kaybeden
hiçli bir piç
biraz da keçi
olası mutluluklardan
kaçan
olası mutsuzluklardan
sızan
bir çeşit kendine yetemeyiş
ve çare arayış
ama sonsuz
ve çözümsüz
1 Eylül 2012 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)