Gece gündüzle,gündüz geceyle bulandıkça. Birbirini altetmeye çabalayan bu iki düşman, bana işkence etmek için ,el sıkıp anlaşıyor; biri işe koşuyor,diğeri beni işten yoruyor. 'ne kadar parlaksın'diye iltifat ediyorum güne;'bulutlar göğü kararttığında yardım edersin'..diyorum ki,esmer tenli geceye yaranmak için de, 'sen aydınlatırsın akşamı,yıldızlar parlamazsa' yine de gün,gün geçtikçe uzatıp duruyor çilemi, geceyse ,her gece, derdimi arttırıyor. (sone 28,wıllıam shakespeare)
7 Eylül 2012 Cuma
açıklama özrü
düşün kanka.bir sokak köpeği. yanisi abisi beni. biraz da yaralı düşün. şimdiki kadar kötü değil ama kötü işte. sonra düşün kanka. biri gelsin. beni iyi etsin. sevgi versin. beslesin. ekmek koysun önüme. belki fazla ama biraz da su. o biri belli işte. turuncu. sonra düşün kanka. bu sokak köpeğinin neden böyle her tekme yiyişinde her defol denişinde artık hiç sevilmese bile ki aslında başta bile sevilmemişken böyle kendi içinde boğulmasını. gitmeyişini. sadık kalışını. sırf o ekmekle fazla gelen su için. bir an için. bir saniye için. hasta olan bir benliğe tutunacak bir şey verdiği için. kendinden bir saniye nefret etmesini engellediği için. çünkü kanka ben hasta bir adamım. kendimden nefret etmek için tahmin bile edemeyeceğin nedenlerim var. sen de nefret edersin benden. öğrense annem babam da nefret eder. etmeyeceklerse bile ederler. işte bu sokak köpeği o saniyenin sadığı sadece. ölüyor belki bu sadıklıktan. belki ona bir an bakan kişi değişmiş olsa da. o kişiyle alakasız olsa da. ve sokak köpeğini hiç sevmemiş de olsa. o saniyeyi bir kez daha yakalamak için son durak demeden koşuşumu düşün ama kanka bu köpeklerin ömrü ne kadardı ? daha var mı çok ? gelmedik mi ineceğim yere? yetmedi mi ?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder