22 Kasım 2020 Pazar

hayaldi

 

Çiseleyen yağmurun altında

Bir hayaldi

Yalnızlığın son bulduğu

Ankara sokaklarında yürüdüğümüz

Elimi boşluğa uzattığımda

Elimi tuttuğun

Bir daha asla bırakmayacakmış gibi

Adımı söylediğin

Merak etme

Bir daha yalnız kalmayacaksın tümcesi

Ve benim yanaklarına kondurduğum buse

Yalnızlığın son bulduğu

Bir hayaldi

Çiseleyen yağmurun altında

18 Kasım 2020 Çarşamba

güneş ve sen

 

Uyuduğun yerde batardı güneş

Ve sen uyandığında doğardı

Seni gördüğü gün güneş

Dünyanın etrafında dönmeye başlamıştı

Bulutlar geçemezdi artık güneşin önüne

Gün hep güneşli olurdu

Güneş sadece seni görecekti

Öyle var olacaktı artık

Evren sen olmuştun

Sen gülünce dünyada barış vardı

Sen üzülünce üçüncü dünya savaşı 

Güneş anlatmaya çalışırdı bunu

Hep gül derdi sana

Ama sesini sana ulaştıramazdı

Mesafeler ve mesafeler

Koca güneşi bile üzmüştü

16 Kasım 2020 Pazartesi

karar

 bir kez sadece 

bir kez

terk edildiğinde

yalnız kaldığında

hayatını

hep yalnız yaşayacaksın gibi geliyor

teksin

ne olursa olsun

kimse yanında olmayacak

elinden tutmayacak 

o his

senin için uzak 

arada sıra umutlanacaksın

ama 

bileceksin

yalnız kalacağını

sadece zamanı bilmeyeceksin

ne zaman

ve niye

yine niye

sevilmeyi mi hak etmiyorsun

ve hangi sebeple

ruhen ve fiziken

sadece bir

ötekisin

ötekilerden bile öteki

kan akacak göz pınarlarından

ve kimse görmeyecek

bir neyin var diye soranın olmaması 

bunlara üzülme

unutma

kaderinde ölüm var

senin üzerine titrediklerin

ilk açığında celladın olacak


hal ekleri

aşkın her hali sende

e haliydi

seni düşünmek 
sana gelmek 
her düşüncemin 
senle başlaması 
senle bitmesi
i haliydi
seviyorum seni
demek 
diyebilmek
her cümlemin sonunda
sanki günler yokmuşcasına
her an 
seviyorum seni demek
de haliydi
gözlerinde yansımamı 
gördüğüm o an
o anlar 
mutluydum gözlerinde
gelecek vardı 
benim için
den haliydi
gözlerindeki rüyadan 
uyandığım an 
yatağımdaki yalnızlık hali
şimdinin gerçeğiydi
ve yalın hali
sencillikti
aşk
sendin
aşk



4 Kasım 2020 Çarşamba

bekleyen

 içimden ağlıyorum 

gözyaşları değil

sana da değil

yaralarım 

kan sızıyor sadece

içimden ağlıyorum 

şimdiye değil

geçmişe değil

gelecek karanlık sadece

içimden ağlıyorum 

sana muhtaçlık değil

aşka muhtaçlık

içimden ağlıyorum 

ne saçına

ne gözüne 

kalbim dondu kaldı sadece

içimden ağlıyorum 

gündüzler gecelere girmiş

gece kaçıyor benden 

ay ve güneş kayıp

ışık yok sadece

içimden ağlıyorum 

gülümsemene değil

bunaltılar taşıyor sadece

içimden ağlıyorum

hayata değil

bekleyen intiharıma

pencerenin altında


18 Ekim 2020 Pazar

v e

 defalarca canımı acıttın

ayrılma sebebinle

ayrılış şeklinle

ayrılışına giden yolda

özlememenle

nefret etmenle 

davada konuşmamanla

ardında bıraktığın biri olmamla

çok acıttın canımı

en sevdiğim 

en değerlim

ve haberin bile

haberin yok ölüyorum

5 Ekim 2020 Pazartesi

b

 nefes almak zor sensiz

her gecem çaresiz

neden beni hiç özlemedin

neden ayrılmamız sana üzücü gelmedi

şiir filan değil bu

bir haykırma

neden demek sadece

neden

nasıl beni sevmez hale geldin

ya da  

iyi bir anın bile olamadım

o kadar mı 

sorun oldum sana

çözülmesi

deşilme olan 

deştin benii

içimi yardın dışarı çıkardın resmen

canımı bu derece nasıl yaktın

bana kötü bir insansın dediğinde 

üzülmüştüm bi tartışmamızda

peki bu yaptığın ne

?

?

17 Eylül 2020 Perşembe

aşk hakkında

 aşk senin için var olmanın mihenk'iydi. bir tür tözdü. aşkın tanımının tartışılmasını asla anlayamazdın. aşk senle var olan, karşındakiyle özdeşleşen ve birlikte büyütüp öldürdüğünüz veya sonsuzluğa armağan ettiğiniz ruhsal bir deneyimdi. aşkın bilimsel açıklaması olan yok koku ile olması yok kısa süreli bir süreç olması, ömrü şu kadar vs vs senin için safsatadan ibaretti. buna inanan insanlar evrimde hayvanlık sınırını aşamamış olan cinsellik düşkünü budalalardı. aşkı da her şey gibi hayattaki her nefes gibi tüketilecek bir şey olacak görüyorlardı. senin içinse bu töz aslında her an farklı bir gelişim yaşayan bazen durağanlaşan, yeri geldiğinde de gerileyen ama her defasında aslında şekil değiştirerek zeki bir insanın aradaki inceliklerle aşkını zamanın ve tüketiciliğin hapishanesine hiç mahküm etmediği gerçek duygulardı.

aşk insan hayatında hayvansal bir sonuç değil aksine  insan hayatına evrimle gelen entelektüel bir birikimdi. insanlık varlığını binlerce yıllara dayandırırken, aşk şu an bilinen evrimin en tepesinde var olmaya başlayan emekleme dönemindeki bir bebek. aşkın sevgiye dönüştüğü  embesil bir düşünceyi tartışmaktansa aşkın her gün aynı tutku ve paydaşlık olduğuna inanırdır. burada unutmadığın detay ise arada tutkunun bile bazen rutinleşebileceği gerçeğiydi. seks esnasındaki kazanılan ivmeye uyum gibi. bunun da üstesinden çok kolay gelinebileceğine inanıyordun. sadece basit bir tüketici olmayarak aşka kendini bırakarak.

10 Eylül 2020 Perşembe

mutlu etmek

 seni mutlu etmesi kolaydı. bir tebessüm yeterdi. içtenlik en değer verdiğin şeydi. karşındaki insanlardan da sadece bunu beklerdin. o zaman anlardın. aslında seni mutlu etmesi kolay değilmiş.

8 Eylül 2020 Salı

dönüşüm davası

 hayatın hep bir dönüeşüm olduğunu düşünürdün. hem bir yenileme yem bir yinelenme hem de başa sarmak... dönüşüm bu gün adliyede onun gözlerinde gördüğün boşluktu, sana aşkla bakan gözleriydi. dönüşüm bu gün adliyede onun sesinde duyduğun aldırmamazlıktı, sana seni seviyorum diyen sesiydi. dönüşüm bu gün adliye çıkışı karşısında gördüğün dönme dolaptı. içi boş ama dönmeye devam eden hayatın sarmalı gibi. beklentilerin vardı hayatta en fazla da senin gibi biri daha var mı beklentisi. istiyordun ki sevgi dolu, merhamet ve anlayış sahibi biri. ayrılıkta bile daha tatlı bir dönüş. arkasına bakmaksızın son kez bir dönüş değil de geçmişine, biraz saygı biraz sevgi ile gülümseyiş. özledin mi beni dediğinde en azından bir tereddüt etmesi. bir daha görüşmeyecek miyiz diye sorduğunda yalandan olur mu öyle şey biz 5 yıl birbirimizin her şeyiydi diyecek. ya da ne bileyim 2 yıldır görmediği seni biraz olsun özlemesi, aşktan değil de dostluktan. hayatından tamamen çıktığına mutlu olması değil de en azından o güzel yılları asla unutmayacağını bildiğin biri.

dönüşüm bu kadar sert olmamalıydı. aşık olduğun gözlerden, hiç bilmediğin tanımadığın gözlere. ama yine de kendine umut yaratacak bir şey buldun değil mi ? öylesin çünkü. illa bu anı da değerli kılacak, geçmişinize saygı duyacak bir an bulman gerekiyordu. ve buldun da. gözlerine baktığında bakamadı. hayır derken görüşmeyeceğiz derken yine yüzüne bakamadı. donuk tek bir ses.

ve hoşçakalsız bir dönüşüm.

6 Ağustos 2020 Perşembe

misal ve misal

bir yandan dileklerim var misal duygu
bir yandan gerçekler var misal çaresizlik
sonuç
kafa gidik
bekliyorum sadece 
başıma gelecekleri
ve dürüst davranmak gerekse
hiç bir ışık yok 
gölgem kayıplarda

4 Ağustos 2020 Salı

dilemma

hayatın ucunda sevdiğin bir uçurtmayı arar gibi bakardın etrafına. yaşadığın her anın izleri yara bere gibiydi vucudunda. bilirdin unutmazdın. her anının kokusunu şizofrenik bir semptom olarak yaşardın.
umudun biterdi umudun yok olurdu. neyse derdin yaşayacağım hr şeyi yaşadım. sadece çocuk sahibi olmak ve ölmek dışında. ne büyük bir dilemma. biri sana yıllar verecek bir hayat biri ise son.

21 Temmuz 2020 Salı

gölge

sen beni terk etmiştin
ama gölgen gölgemi bırakmamış
bense onlara bakıyordum
içimde bir tereddüt ve
insanlığa küskün.

19 Temmuz 2020 Pazar

KEŞKE YALNIZ BUNUN İÇİN SEVSEYDİM SENİ

doğru kişi ile yanlış zamanda tanıştığımız olur ya
bunu sekiz yıl sonra fark ettiğim bir durum oldu
cemalin kitabı tekrar okurken
inanır mısınız olay tamamen aklımdan uçup gitmiş
güzel zeki bir kadın bir şiir yazmış bana
o gün yazarken bilerek okunmaz yazmış sonra okurum sana demişti
ve öyle kalmıştı olay
tek kelimesi dışında yazdıklarını taaa bugün okuabildim
ne güzel yazmış ne güzel kalpli bir kızmış
severdim zaten
şiir ise
şı

Ki sen iki kalp
arasında
benim yosun müzikleri
ile ulaşabileceğim
daha uzaklarda
ve daha
koyu ??????
keşke yalnız bunun için
sevseydim seni
şebnem

adı bile tatlı değil miymiş
belki aramızda doğru zaman geçecek bir tatlı günümüz bile vardı
ama işte yanlış zamanın etkisi ile
ben anlamamış görememişim
oysa
kaç kişi şiir yazmıştı ki bana
KEŞKE YALNIZ BUNUN İÇİN SEVSEYDİM SENİ

1 Temmuz 2020 Çarşamba

sen

hayatı aslında severdin. insanları severdin. bir bir tanımayı, insan senin için bir kitaptı. bazıları çok sayfalı bitmek bilmez ve güzel ve ya rezil. bazıları kısa ama en yorucu ve ya sana en çok şey katan kitaplardı. insanlarla sohbeti severdin ama yalanı sevmezdin. ne yalanın sana söylenmesine ne de senin başkasına yalan söylemeni. susmayı tercih ederdin yalana. kadınları  severdin. bir ruh eşin olsun isterdin. her zaman. kadınlara papatya almayı severdin. papatyaları koklayışlarını izlemeyi. o masum gülümsemeleri için can verirdin. bir kadından hoşlandığında ilk randevuda tiyatroyu tercih ederdin.bir yerlerde okumuştun. sana bu randevu hem klasik gelmişti hem de özgün. ve bu önsezin haklı çıkmıştı. kadınlar senden hoşlananlar da senle bir daha görüşmeyenler de yahut da bu özelliğini bilen kadınların hepsi bu tiyatro fikrinden etkilenmişti. en azından onlar da senin gibi ideal olarak bunu bir ilk randevu kabul etmişti. belki de sadece senin hoşlandığın kadın tiplerinin ortak özelliğiydi bu. ama bunun bir önemi yoktu. her birini hayatında olanı da reddedeni de sevmiştin. her biri senin için değerliydi. geçmişin ve sana bir şey katan en güzel kitaplardı onlar. anne ve babayı severdin. sadece senin annen ve babanı değil. kavram olarak anne ve babayı. herkesin olabileceği değerli sıfatlar ve herkesin sınavı olacak kavramlar olması sebebiyle. severdin anne ve babayı. bir gün ruh eşinin anne olduğunu seninse baba olduğunu hayal ederdin. olmadı, olacağı da yokmuş. ne çare. koklamayı severdin. özellikle de ilk defa girdiğin bir evin kokusunu. her evin her insana ait yerin farklı bir kokusu olduğunu çok küçükken fark ettin. bir bayram ziyaretiydi. ilk bayramın ilk defa ananenin evine gidişin. en azından senin hatırladığın. hem o evde hem sonra bir uğradığınız komşusunun evinde ve hatta binanın bahçesinde geçirdiğiniz zaman fark ettiğin tek şey kokuydu. daha doğrusu her kokunun ne kadar farklı olduğuydu. yeni ve kendi içinde bir değeri olan kokular. endişe vereni de vardı rahatlatanı da. kokularar sanki hayatın gerçekliğe en somut imzasıydı. rüyaları severdin. rüyalar senin için öteki dünyaydı. ve öldüğünde de bir rüya ile sonsuzluğa gideceğine inanırdın. bu bazen sana korkutucu gelirdi bazen de içini rahatlatırdı. aslında daha çok korkutucu geldiğini sen de biliyorsun. ama öyle rüyaların olurdu ki uyanmaktan korktuğunda da olurdu. bilmece gibi rüyalar ve ya sadece cennet gibi belki de cennetten bir yansıma. böyle umardın o rüyaları. gördüğün kabusları da bu düşünce tarzı ile cehennem olarak görürdün. cennet ve cehennem sanki sadece senin hayal-etlerindi.  etlerindi. etlerinin tek tek yolunması ya da teninin okşanması. ve buradaki ikilemin sana düşündürdüğü ise kelimeler ve bağlamları ne kadar ilginç olduğu. aynı cümlede birbirinin zıttı iki durumu anlatırken, hem anlatımın kendi kelimesine sağ-dık kalmak gerekiyor hem de kelimelerin birbiri ile olan bağına sadık. sen de bu sebeple severdin kelimeleri. onlara önem verirdin. bunu ilk defa kafka okurken fark etmiştin. yani kelimelere önem verilmesini gerektiğini. kafka o kadar çok detaylara ve her kelimeye inançla sarılmıştı ki kendisi kelimeler olmuştu. hayat kelimelerdi. sen de hayat olmak istiyordun, bir kelime olmak istiyordun ya da en azından kafka ile bir noktada buluşabilmek. bunu da istemenin tek nedeni insanlarca anlaşılmak senin anladığın insanlara kendini kelimelerin her birinin özel gücü ile anlatmak. yeter ki anlasınlardı. gerekirse defalarca kelimelerini tekrar ederdin. eş anlamlıları kullanırdın, zıtlarını kulllanırdın. saatlerce anlatırdın. yeter ki onlar da seni anlasın. yeter ki nefret olmasın isterdin.
çünkü aslında kendinden o kadar çok nefret ederdin ki hem de ölesiye, artık hayatında başka bir nefrete yer kalmıyordu. başkası senden ve başkası başkasından nefret etmemeliydi. senin hayatının aynasında böyle bir sonuç olmamalıydı. çocukluğundan beri kavgalardan kaçmıştın, başta anne ve babanın kavgalarından, seslerini yükseltme ile sınırlı olsa da kaçmıştın. sonra kendi kavgalarından. ama çocukluk işte kaçsan da kovalardı seni kavga. etmek gerekiyordu. o zaman daha çok nefret ettin kavgadan. çünkü kavga edince senin içinden çıkan hayvan en korkuncuydu. senin korkun kaçışın kavgalar değildi. içindeki hayvani dürtülerin ortaya çıkmasıydı. bu sadece kavgalar için de geçerli değildi ki. seks için de bu vardı. her bir kadına seks düşüncesi ile baktığında, her mastürbasyon yaptığında ve elbette her sevişmende sonuç kendinden nefrete dönüyordu. bedeninin kölesi olmaktan sadece beyaz bir sıvının çıkması için onca efordan, bundan delicesine zevk almandan nefret ederdin. içindne kusmak gelirdi. kabuslarında ise böcekleri kustuğunu görür böcek düşüncesi bir defa daha mideni bulandırır yine kusardın. ancak kabuslarının dışında kendinden nefret etmeni engelleyecek bir şey hayatında çıkmıştı. aşktı. sana özel olan. o kadın. o aşk. ve o gidiş. düşünsene aradaki binlerce kelimelerle dolabilecek boşlukları yazamıyorsun bile. belki birine bu yazıyı okuturum diye. belki biri yanlışlıkla okur diye. sadece o boşluklar sen de kalsın istiyorsun. depresyonlarında bu sebeple oluyordu işte. o boşluklar kelimelere önem veren zihninde birer birer bilinçleniyor sana kabus olarak görünüyorlardı. o boşluklardan kaçamıyordun. uykunda da uyanıkken de. bilinçli kabuslar etrafını saran sarmaşıklar gibiydi. sarmaşıkları da hayrandın. bitkilere de. bitkilerle ilgilemeyi de severdin. severdin çünkü bir yaz sıcağında görmüştün ki hem kafanı boşaltan bir işti hem de yorucu. belki ilk uğraşman sonunda o gece biraz huzurlu uyumuştun. daha sonra bu bir alışkanlık olmuş ve bitkilerin de sana verdiği huzur o ilk gecede bitmişti. aşkı da belki sırf bu yüzden önemsiyordun. diyordun ki kendi kendine ben ona her gün bir daha aşık oluyorum. her gün bir yeni. her gün o yeniliğin huzuru tekrar tekrar içini dolduruyordu. tüketici bir yapın vardı. aşka olan düşüncelerin de bu şekilde gelişmişti. ama tek amacın aşıkken de mastürbasyon yaparken de kendinden kaçmaktı. felsefeyi de severdin. albert camusu, santreyi ve onlara değinen onlara atıf yapan onlardan yararlanan herhangi bir yazarı severdin. onlar ki senin bir ömür verdiğin düşüncesel savaşlara senden önce katılmış ve çözüm önerileri ile galip çıkmışlardı. nasıl hayran olmazdın ki ?

30 Haziran 2020 Salı

belki

belki de sadece susmak gerek
bazen pişmanlığın en iyi sesi
olabilir
ancak ben de içimde bile susamam ki
kelimelere muhtacım
kelimeleri bilirim bazen ne kadar
kırıcı olabilir
kelimeleri tanırım bazen ne kadar
karşımdaki için ne anlama geldiğini
kelimelere inanırım
bu yüzden
bazen kıskançlığımdan çıkan kelimelerden
utanırım ama
bazen de pişmanlığımı anlatırım
özür dilerime tutunurum
böyle durumlarda
samimidir özrüm
pişmanlığımdır
neticede
tek bir dileğim var
mutlu ol yeter

24 Haziran 2020 Çarşamba

arıyorum

arıyorum ve deniyorum bir yolunu bulup
bu cehennemden kaçmayı

19 Haziran 2020 Cuma

yandım 2

bir de olmama ihtimali daha yüksek tabii
o da acıtır

yandım

yandım
baya yandım
bu sefer de
olursa
diye korkuyor insan

16 Haziran 2020 Salı

korku

kokuyorum
pencereden sızan ince ışıktan
geleceğe bakmaya
arkamı dönmekten de
korkuyorum
çünkü biliyorum
yerin
dört kat altında
bir karanlıktayım sadece
korkuyorum
evden dışarıya çıkmaya
insanlara bakmaya
bir umutla sevgi aramaya
biliyorum çünkü
olmayacak
yine olmayacak
korkuyorum
birinin beni görmesinden
ve sadece
görmezden gelmesinden
korkuyorum
şizofrenik hayaletlerimden
korkuyorum
arsız utanmaz insanlardan
korkuyorum
duyguları körelmiş
her türlü
hayvandan
korkuyorum
güneşe selam vermekten
çünkü yakacak
korkuyorum
çünkü biliyorum
herhangi bir günde
hernangi bir anda
herhangi bir sevilmeyi
hissedemeyeceğimi

11 Haziran 2020 Perşembe

lan

sevgiye şefkate çok ihtiyacım var lan

1 Haziran 2020 Pazartesi

sokağın uğultusunda
rüzgarın sesiyle
yürüyorum
özgürlük için
dünyada nefes alan
herkes için
bir çiçek demeti
kaldırımdan çıkmış
doğanın gücü işte
ve .....

belki beraber

benimkisi bir hiçoluş mu
varoluşum nerede
her yere bakıyorum
kalbimin içinden
arıyorum
gözlerinde
kendimi göreceğim birini
ellerini tuttuğumda
nefes alabildiğim
şiir sevsin
biraz da beni
ben onun için yaşatırım
aşkı
gönlümde
belki beraber
bakarız bir hayalin içinde
aydan dünyaya
ve görebiliriz
okyanusların derinliklerini
belki beraber
uçarız gökyüzünde
el ele
yürek yüreğe
belki beraber
bir gözyaşında  akarız
velhasıl mutluluktan
ve belki beraber
severiz hayatı
kendimizi
birbirimizi


31 Mayıs 2020 Pazar

gülümse

gülümse
gülümse ki hayata bin bir renginden bağışla
aynanın karşısına geç
kendine bir bak
saçlarına gözlerine
özellikle gözlerine bak
kalbini orada göreceksin
ve gülümse
bu sefer kalbin için
sevgi dolu
masum
kalbin için
sonra bir kahve yap kendine
şekersiz olsun
sessizlikte
kahvenin kokusuna bırak kendini
ve yine gülümse
falında çıkacak
gelecekteki
gülümsemelerine
sonsuzluğu
aydınlatabilecek ruhun için
mutlu ol


30 Mayıs 2020 Cumartesi

1000

geçmişin adına nefes alma
geleceğe bir bak
ellerinde papatya falıyla
göreceksin
bir kalp illa senin için atıyor
orada duruyor
sadece bekliyor
göreceksin
hayatın adımları götürecek seni
beyaz bir mutluluğa
ve seveceksin yine
ve sevileceksin yine
göreceksin
bu bir rüya değil
gerçeği ta kendisi
sadece
geçmişin adına nefes alma
geleceğe bir bak

isim

isim ad
birinin samimiyetle adını seslenmesi o kadar güzel bir duygu ki . çok değerli bence

25 Mayıs 2020 Pazartesi

vazgeçemedim şaka

şiir okuyasım geldi
gecenin bu saatinde
sense uyuyorsun muhtemelen
bulutlar görüyorsun
arkasında ise gülen güneşle
ve gülümsüyorsun
hayatın ciddiyeti karşısında.
bulutlardan hafif bi açı ile
sana gelen güneşe
kalbini açıyorsun
misafir ediyorsun
rüzgar ise saçlarında
hasretle esiyor
bense kulağına
bir çift şiir
bir kaç kelam
belki bir gün dinlersin diye
beli bir gün
sen
sen işte.

24 Mayıs 2020 Pazar

bi umut

bi umut belki yeni bir dil oluşuyordur
bencilliğim
tuttu
seni
düşündüm
mutlu ol
diye

23 Mayıs 2020 Cumartesi

23 güzeldir hep

sadece sana yararı dokunsun istiyorum
 bencillik sencillik


konu belki sadece ödev belki sadece grup ödevi filan
konu önemsiz be hayat
uzun zaman sonra şöyle güzel bir şey duydum ya
bencillik sencillik
çok fazla anlamı var benim için
ne kadar mutlu etti anlatamam

15 Mayıs 2020 Cuma

adsıza

blog olayı öldü kimse kullanmıyor diye yazdıklarıma yorum geliyor mu filan bakmıyordum.
bugün şansıma bakacağım tuttu. 1 ay önce bir yorum. mutlu da oldum. cevap verdim. geç cevap için afola.

9 Mayıs 2020 Cumartesi

soyut

çok mu soyut kaldık
anlaşılmamamızın nedeni bu mu
sevgi gibi
aşk gibi
ne tanımı var
ne ayrımı
soyut
görülmez
o vakit
gerçek değil miyiz?
hey
kimse yok mu
sesi mi duyan ?
çok mu soyut kaldık
kimse
bakmayacak mı buraya
duymayacak mı sesimi

7 Mayıs 2020 Perşembe

ireme

galibalar
galibalarda bir hayat
arar durusun sessizliği
bir bulutun altında
ve rüzgar dağıtır
bulutu da
sessizliği de
ve en önemlisi seni de
bahçelere gidersin
cennete benzetilmiş
bir menekşe görürsün
bir ses duyarsın
huzur senin olur
galibalarda bir hayat
uyanırsın
her şey bir rüyadır
galiba dersin
mutluluk var
ama sadece bana uzak
galiba dersin
neden olmasın
hayat!

3 Nisan 2020 Cuma

iletişim

iletişim son yıllarda aldığı hal dünya insanlığı için en beter karantina aslında..

13 Mart 2020 Cuma

bir giden

2019 özge geldi  2020 gitti

5 Mart 2020 Perşembe

aslında

aslında kayıp olduk
bir soranımız yok
bir sırdaşımız yok
bir dinleyenimiz yok
bu yalnızlık değil
bu kayıplık
bu asılış
bir paltonun son kez asılışı
ardından
son ses yağmur
ve yeni doğan bir lotus çiçeği

21 Şubat 2020 Cuma

absürt bir komedi

hayat ne gerçekten
ne idim ne oldum ne olacağım soruları?
bütün bildiklerim yıkıldıysa nereye gideceğim ?
kime güveneceğim ? kimi seveceğim ?
nasıl seeveciğim?
nasıl bileceğim
tüm temel sorularım yıkılmış durumda
sarhoş
ve sarhoş
her defasında bağımlı
kanseri tüttüren
bir insan olarak

31 Ocak 2020 Cuma

burası bir yer

noktalanmak ruhumun timsali bir gece
güneş doğmalı mezardan çıkmam için
lütfen

2 Ocak 2020 Perşembe

02.01.2020

bugün dostta gerçekten çok güzel bir hanım bana ullysses'i aldı. uzun zamandır listemdeydi. alcam diyenler oldu almadılar ben alıcaktım almadım etmedim. direk aldı ben tabi ne yaptım mal gibi kaldım. bildiğin hoş güzel ullysses'i okumuş hayatında önemli bir yere koymuş, kitabı almak  istediğini söyleyen birine de hemen hediye edecek kadar da kibar bir kız. ve ben onla tanışmak yerine sustum. belki de böylesi doğrudur da en azından hayatımda arkadaş olarak yer alması gerekir gibi geldi. iyi bir şey yaşayacağımız kesin gibi. neyse her türlü güzel bir insan bir kitap bugün beklenmedik bir şekilde anlık da olsa hayatıma girdi. hayat belki de bu yüzden yaşanası beklenmedik tatlı anlar için.