30 Haziran 2010 Çarşamba

şiva

6.5 verilir buna.hikayeleri güzel,bazı küçük hatalar olsa da gözardı edilir ve oyuncularda gayet başarılı:)

ayrıca film afişi de çok başarılı.9 puan verilir yani:)

komejedya

hale bak dün evde bir sivrisinek ilacı olmayışından,kolnya olmayışından ötürü üstümüze votka sürdük sivri kavucu olarak iyi mi ? votka bu işe gitti diye üzülsem mi yoksa komik diye gülsem mi bilemedim. ama vucuduma votkayı sürdükçe yarasın diye diye kafa da iyi olmadı değil :):P zaten votka da tekeldi ya yani üzülmeye değmez değil mi?

tmr


TİMER
modern romantik film çalışması.eh işte 5.5 verilebilir bu filme.

27 Haziran 2010 Pazar

מגדל בבל‎


ve bütün dünyanın sözü bir, dili birdi. şarktan göçtükleri zaman sinear diyarında bir ova buldular, orada oturdular. birbirlerine 'gelin kerpiç yapalım, onları iyice pişirelim. onların taş yerine kerpiçleri, harç yerine ziftleri vardı. yeryüzünde dağılmayalım diye kendimize bir şehir, başı göğe erişecek bir kule yapalım' dediler. ve ademoğullarının yapmakta olduğu şehri ve kuleyi görmek için rab* indi. onlar bir kavm, hepsinin tek dili var. gelin inelim birbirlerinin dilini anlamasınlar diye onların dilini karıştıralım. rab onları oradan dağıttı ve şehri bina etmeyi bıraktılar. bundan dolayı onun adına babil dendi (Tevrat, Yartılış(Tekvin); 11:1-9)

ordaydık biz,
aşıktık biz.
kulenin inşasında çalışan,

ne kral
ne köle
iki basit insandık,
birbirimizdik!
yolumuz
aşık olduğumuz yerde
ayrıldı.
rab aşk dilimizi değiştirdi
ve
babil kulesinde

gözlerimizin içinde
mola verdik
birbirimize...
tekrar aynı dili öğrenene kadar,
ruhlarımız başka yollara düştü
.

.

.
ve
sevgilim bugün
ben burada sadece seni bekliyorum

25 Haziran 2010 Cuma

geç gelen 24 yazısı

yazamadım 24üne
2 yıl öncesinin 24üne
beceremedim işte
tek diyeceğim o güne
iyi ki sevdim onu
iyi ki seviyorum
ve seveceğim onu
ben onu sevmeye yaratılmışım
hayat denen meyhanede
bir tek onunla sarhoş oluyorum
minik patçuli damlasıyla :)

şimdi 24ünde onu sevdiğimi söylemiştim neye yanarım bilir misin?23ünde söylemediğime hani ben 23 ü mükemmel bulurum ya...2 yıl önce bunu unuttum salak gibi plan yapmayıp hareket ettim.belki 23ünde söylesem değişik bir kader yaşayacaktım,yaşacayacaktık.buna cidden inanıyorum. ağlasam mı gülsem mi bilemedim buna da.kadere inanmayan ben aşkta tam bir kaderci oldum.

hadi yeter bu kadar kader.dağıt kağıtları oynayalım son kez pokerimizi, bir zamanlar orman örtüsünün kapattığı kirli dünyanızda....

meraklısına

kısa film meraklısına, bugünün filmi bu oluyor kısaca:)

felix und scorpion

http://vids.myspace.com/index.cfm?fuseaction=vids.individual&videoid=39632855

24 Haziran 2010 Perşembe

yeni karar ve soul kitchen

şimdi bir çok blog okuyucu gregorsamsa denen blogcuyu bilir. bir blogunda sadece filmler vardır.600ü aşan filmi 1-5arası puanlamıştır arkadaş iyi de yapmıştır.bilmeyen varsa diye yazdım.zaten 3 izleyicim var resmi olarak değil mi :) bu başlıkla 3nüzü de çok çok sevdiğimi söylemek istiyorum. beni izlemeyi bırakmayın üzülürüm valla:) kendimi blog aleminde küçük mütevazi bir kafe gibi görüyorum sadece dostların olduğu filan olur ya öyle bir yermiş bu site benim için :)

neyse konumuza dönelim. ben o elemandan daha fazla film izlemişimdir, manyağım çünkü. son 1 sene dışında ne güzel günde 3 film izleyen bir adamdım.uykusuz bir hayat yaşadığımdan mütevellit.(doğru yazdım umarım) bu sene ise böyle artık izleyecek film kalmaması m diyeyim ya da ne bileyim vakit darlığından mı filan çok az film izler oldum. bir de mal gibi bunalıma girince film izleyemeyen biri olurum ben. bakın çoğu durumda film izlemiyorsam bilin ki ciddi bunalımdayım.(çok karı lafı oldu lan bu)tabi istisnai durumlar vardır. tatil filan gibi. bugün film izlemeye başladım ve siz değerli 3 izleyicim için film izledikçe buraya kendi çapımda puan vereceğim. hatta ve hatta şu kararı aldım bugünden itibaren ben hiç film izlememiş bir insanım. izlediğim filmleri bile tekrar izleyeceğim. ve buraya not edeceğim. haa sizin umrunuzda olmayabilir bu.sonuçta ben hiç kimseyim. bu bir gerçek ama kızmayın siz aslında bahanesiniz :) :P şöyle ki ben dünyanın en unutkan adamıyım.blog yazma amacımda 40 sene sonra buraya bakıp eski günleri hatırlayabilmektir filan. filmler için de geçerli bu durum.

neyse ilk film SOUL KİTCHEN



10 ÜZERİNDEN 7 fatih akın ı severim hem de çok.birol ünel in filmdeki oyunculuğu da bir harika.

bu şekilde filmleri yorumlayıp,puanlayacağım. en fazla 3 cümle filan. umarım izlemediğiniz güzel filmler yakalayabilirim saygılarımla.

not:başka zaman ayrıntısına gireceğim konular
1-siz sevgili izleyicilerim ve blog açma nedenim,yazmaya mal gibi de olsa devam sebebim.
2-uykusuzluk ve hayatım.yani etkisi-tepkisi.


++++şey ya bugün film izlemeye başladım da eskisi gibi günde 3film izleyeceğimi hiç sanmıyorum. kafa gidik. 1 tane izlersem iyi izlemezsem de kızmayın,üzülmeyin bunalımda değilim.iş,güç vs yüzünden fırsat bulamıyorum demektir.

saygılarımla leon,,,

gulyabani

azizim unutma doğru su gibidir
bir bardak ister misin sen de?

22 Haziran 2010 Salı

bzzzzz

neden seni sonbahar yaprağı gibi
böylesine titrek,böylesine dökülecek görmeliyim?
oysa paramparça kalbim yanarken
her an bitik gözlerim acıyla yaşıyor

sen,taptığım hayal kadınım
bir alev dağı gibi olan kalbin
herkese tek tek acı vermek için mi böyle,
yoksa sadece sana tapınanlar için mi?

eskiden benliğimle hayatı severdim
birçokları gibi sahte bir hayatı
ve şimdi benim için artık hiçbir şey önemli değil,
çünkü denizimi bir fırtına gibi çalkaladın.

günlerim öyle ölü,öyle sonsuz geçiyor ki,sevgilim,
ve sen uzak diyarlardasın,bir o kadar da benimle,
kalbimin baş tacında,duygularımın sebebinde
seni tekrar tekrar kaybedecek olsam da
acı çekecek olsam da öyle istiyorum ki.
ama hiç bir şey değişmeyecek:benden öyle uzaksın ki.
sanki ratkonun leylası gibisin...

not::leyla diye bir kitap okudum en son. aslında kitap aşk kitabı filan değil alakası yok.bosnada esir düşen bir kızın hayatını anlatıyor.güvenliği nedeniyle adı değiştirilmiş leyla olmuş.onu seven adam da ratko olmuş. yani olaylar gerçek isimler hikaye. kitabın başında ratkonun leylaya yazdığı şiir vardı. şiiri nerdeyse değiştirdim(anlatılmak istenenler yine aynı) ama yani ben yazmadım sonuçta onu belirtmek istedim sadece. tabi son laf sanki ratkonun leylası gibisin ki o şiirde yok. sırf bu laf için yazdım zaten şiiri:) keşke gerçek isimleri bilseydim ama işte hayat :)

20 Haziran 2010 Pazar

pşşşşt

ÖĞRENDİN Mİ?
sen benim kelimelerimsin
istesen de ayrılamayız
istesem de ayrılamayız
sonuna kadar hayatımızın

19 Haziran 2010 Cumartesi

öyle idi işte.

bir yaz gecesiydi..y,ne kafam güzeldi.tiyatro sahnesine atlayıvermiştim.ben bir aptaldım.karşımdaydı ve o tanrıçaydı.turuncu saçlarından hayatım ve ölümüm akıyordu. o kadar tatlı büyülenmiştim ki tanrıçadan seyirciler beni yuhalayacağına alkışlıyorlardı.turuncu tanrıçaydı,ben bu dünyada dini kabul eden son günahkardım. seyirciyse durum celladlarımdı...

18 Haziran 2010 Cuma

vakit istanbul

İSTANBUL
YİNE VE YİNE
NEFRET EDİYORUM SENDEN
DOST DURMA SEN DE
BANA KAN BUL
ÇÜNKÜ
KANIMI EMİYOR
BU LANET İSTANBUL
AN BE AN
ACIMADAN
SEZDİRMEDEN
BENİ SEVMİYOR
TİKSİNDİĞİM
İSTANBUL

17 Haziran 2010 Perşembe

güzelsin

sen benim birtanem o kadar güzelsin ki
ölüm bile yanında turuncu gelir bana

dört çarpı

ben seninle yarı yalnızlığıma o kadar alışmışım ki
varlığın gibi yokluğunu da öyle sevmişim ki
biz olmayacağımızı anlayan mantığıma rağmen
ne kalbim ne de ruhum vazgeçmiyor senden

16 Haziran 2010 Çarşamba

tıp

bir iki üç herkese sessizlik.
herkese dinleti
boğazımdan akan bir bardak su sesi
işte hayat sesi
duymadın mı?

15 Haziran 2010 Salı

yorumsuz

(1)turuncu: leon bazen beni gördüğünde sarılınca
acaba onun can suyumuyum ne kadar istemiş sarılmayı diyorum.ne kadar özlemiş.
eyvallah çok görüşmüyoruz etmiyoruz ama.
gördüğümde özzlediğini hssediyorum.
senden önce ölmeye dayanamam.
üzer seni.
daha çok içersin.

(2)turuncu:önce ilk gördüğünde donuyorsun.sarılmayı istemediğinden değil.ama ben dokununca açılıyor kolların.

(3)turuncu:kjdbdgj
sor!
ya bok.
anlamadım ne dediğin,
git ayı!
yapma şöyle:(

3 deme nedeni şuydu
duvara yazdı
turuncu:iç bükey komodin(mü)
Leon; (iç bükey komodin) (mü)
turuncu:seni daha geniş bir salona almak isterdim(mü) ama evimin yalnızca bir odası vardı.
Leon; bazen bir kafese de razı oluyor kuş...
turuncu;(!)
Leon; 90derecesi olmayan bir üçgenim ben :) al ünleme cvp işte
turuncu:zekana evdeki tüm şapkaları çıkarıyorum.bana anlamadığımı anladıktan sonra.birde anladınmı şimdi deme.bak bozuluyorum:)
Leon; tamam abartı oldu o biraz farkettim :)
turuncu;neyse canım saat geç ya.saate veriyorum.anlardım ben onu :* (doğru demekte)toprağına ne damlatayım.özel bir isteğin varmı.
Leon ;mutlu uyuyalım yeter :)
turuncu:umuyorum öyle olacak.
Leon; o zmn yub:)

sanki baya özeli paylaştım gibi oldu ama unutmak istemiyorum bu konuşmayı ondan :)
ayrıca kaç kişi anlar bunu ki :)
+mü=muhsin ünlü

14 Haziran 2010 Pazartesi

aşkımız haddimizi aşmış
biz evimize aş getirirken

imkansızlık baladı

bir baba için
çocuğuna her şeyi verememek ne kadar zorsa
bir baba için
çocuğunun açlıktan öldüğünü görmek ne kadar zorsa
çocuğu için
imkansızları gerçekleştirmesi de
o kadar kolaydır

12 Haziran 2010 Cumartesi

ODA

hayatımI tüketiyorum.zamanımı anlamsızlaştırıyorum. 4+1 duvar olan odamda kahverenginde kanser geçiyorum. KARACİĞERİMDEN. her geri dönülmez yudumda dünyanın ezdiği böcekler gibi. bakamıyorum etrafa. dağıtıyorum her yeri. sesimi duyurmaya çalışıyorum,beceremiyorum. bağırıyorum,çağırıyorum. sizi öldüreceğim orospu çocukları duyun artık beni,SESİMİ. odamı dağıtıyoruM,darmadağın. +1 ler eklemeye devam ediyorum sizin 4 duvar odalarnıza.dolabımı paramparça ettim. yatağımI ters düz ettim. +1ler ekliyorum odamı öldürerek sizin dünyanızA ve benim kanser KARACİĞERLİ dünyama. çünkü yapabilirim. ama duymuyorsunuz çığlıkları ve devam ediyorum odamı dağıtmaya.yerleri parçalıyorum. yetmiyor ne öfkem diniyor ne siz beni duyuyorsunuz. kendimi de parçalıyorum. arada devam yudumlara,kansere,kahverengine ve de kahveye.bir de kahpelere. kendimi parçalıyorum. odam kıpkırmızı her yerde kan kan kan VE sadece kan. kahverenginden eser kalmayıncaya kadar.+1 ler +10lar oldu. ama hala sesime cevap yok.

ve sadece hayatımı tüketiyorum.
kapitalist bir işadamı gibi,bir manken gibi.
19umu 91 yaptım.
KARACİĞERİMDE ki kanserimle.

neyse uykum geldi.
iyi geceler....
ODA.

11 sene

sonra tam 30 olacağım ve bugün turuncumla birbirimize şöyle bir söz verdik(hani artık tamamen vedalaştık filan ya) hayat uzun ya, (1)ola ki dedik 30 umuzda mutlu olamaz,(2)bir de evlenme ihtiyacı için de olursak ,(3)bir de üstüne birbirini tanımayan analarımız tanışırsa,(4) yine üstüne biz görücü usulü evlenme denen şeyi kabul edecek olursak, (5)üstüne analarımız bizi tanıştırma kararı alırsa biz evleneceğiz :)

çocukca bir düşünce işte bunlar olursa birbirimizin kaderiyiz demektir diye karar aldık :)

not:30 evlenmek için erken farkındayım bunun :)
not2: anlatım bozukluklarının kusruna bakmayınız efendim yazı berbat ama böyle çocukca bir durum ancak böyle ifade edilir ciddi bir yazı yazma gereği duymadım :)

green

aşk hayvanlığımızı sindiremeyen bizlerin
insanlığımıza yalandan kılıfıdır.

matem-atik

biz deliydik
sabahla sevişen deliler
güneşin doğumuyla tatmin olan
bulutlarda düş yakan
geceyle kabuslu uykuya dalan
2+3=4 diyen
cins mi cins deliydik
sizse bir kadınla sevişen
gecenin yorgunluğunda
sigarasını yakan
sabaha karşı yatan
birebir gerçek
akıllı mı akıllı insandınız
ve sizin için her zaman
2+2=4 tü
1'de aramızda matem-atik vardı o kadar

9 Haziran 2010 Çarşamba

AYIP

yapma ayıp
söyleme ayıp
umursuzluğa devam
hayat kayıp

sözlerim kayıp

kalp çalıp
ruh satıp
yaşamaya devam
kraliçe ayıp

defterden buldum 2

her insan ikiyüzlüdür
ama çok az da olsa
bazılarnın ikiyüzü de güzeldir

27 ekim

defterden buldum 1

biz mi hayallerimize sahibiz?
hayallerimiz mi bize sahip?

21 ekim

geç

tanrının göz yaşlarında eridim bittim.
güzel kıza,
lanet okunasıca kalbimi verdim;
göz yaşları sırf tanrınınki gibi akıyor diye.

tanrının sözlerinde sesimi kaybettim.
güzel kıza,
lanet okunasıca seni seviyorumu söyledim;
sözleri sırf tarnınınki gibi güzel diye.

tanrının sevgi okyanusunda boğuldum.
güzel kıza,
lanet okunasıca beni ellerimle bıraktım gittim;
elleri sırf tanrınınki gibi şefkatli diye.

tanrı korkusunu hiç bilmedim,
çünkü o sevilesiydi,
güzel kızsa korkulasılaymış.
geç öğrendim...
tanrıdan önce beni güzel kız öldürdü.

8 Haziran 2010 Salı

buruk

unuttum unutmasına seni
ama arada kendimi de unuttum

cebiritimx

düşüncelerim çok eskimiş
sanki
dünya ve ötesi
tüm çağların altına girmiş
bir fahişe

6 Haziran 2010 Pazar

uyanınca

telefonda kankadan atılan şu mesaj: tom waitsin ayyaş sesini her duyduğumda aklımdasın kendi değil ama duyguları kilo alan sokak köpeğim,sevdiğim,saydığım kan kardeşim

diye bir şey okuyunca insan mutlu oluyor:)

çok gzl ama



not:ilk defa video paylaşmış oldum böyleyce yubbi:)
istanbula gittiğimde oyun devam ediyorsa leylanın evine gideceğim kesinlikle :)

cennetle cehennem arası

bazılarını
ne cennete alabilirsin
ne de cehenneme
örneğin çok aşıkları
çünkü aşkları için
her şeyi yapmışlardır
aklına gelen bütün
iyilikleri
ve tabi ki
aklına gelen bütün
kötülükleri
sorarım sana
bu kadar kötü bir
insanı nasıl
cennetle ödüllendirebilirsin ki
ya da
bu kadar iyi bir
insanı nasıl
cehennemle cezalandırabilirsin?
işte
onlar için
bizler için
cennet ve cehennem
arasında dünya vardır
her ölümde yeni bir diriliş
tekrar tekrar dünyaya geliş
ta ki aşktan vazgeçişe kadar

4 Haziran 2010 Cuma

kahvaltı

hayat bir kutu portakal suyunu kafaya dikebildiğin kadar güzel :)

hapis

şu an kendi koca evimde hapisteyim
bu eve gelirken bana çok büyük demiştim
kocaman iki dünya kadar diye düşünmüştüm
ve şimdi sadace bir hapis gibi geliyor
yorgunum ve odama gidemiyorum
açım ve mutfağa gidemiyorum
ve yegane sebebi ise
başımda duran ve beni tehdit eden insan
evet bir insan müsveddesi yüzünden
hareket edemiyorum
hem de benim gibi entellektüel bir böcek
ne kadar utanıyorum tahmin edemezsiniz
hesapta beni bağırarak korkutmaya çalışıyor
bu kadar sığ birinin burda olacağını bilseydim
hıh hiç gelmezdim
eğer başımdan ayrılırsa
beni öldürme caniliğinde bulunmazsa
terk edeceğim efendim bu evi
zaten beğenmemiştim
ne öyle iki koca dünya gibi ev mi olurmuş???



not:az önce bir arkadaşın blogunda gördüm böcekten dolayı evde hareket edememesini anlatıyordu küçük bir paragrafla.hoşta yazmış açıkcası. ve ben de böceklerden nefret ederim çoğu insan gibi...ama yazıyı okuyunca bu aklıma geldi böceğin bakış açısı bu olabilir filan:) önyargılar önyargılar dolu bir dünya işte :P

NMS

NAMUS NEDİR?

namus gururun,şerefin,haysiyetin
kıskanmanın,egonun ve
dinin
yani kalbi körelten her duygunun
her bir haltın
hayata olan yansımasıdır.
sevginin yarasıdır
sevmenin kanamasıdır...
yaşamanın kara rengidir.
açla tok arasındaki aşılması gereken
duvardır,sınırdır...

namus yaşamımızı yaşamların esiri yapan
kirli sakallı ve göbekli gardiyandır

namus nedir? sorusu bile ağır olandır
namus bir kızın gözyaşlarıdır
ve onun arkasında heybetli gölgesiyle
elinde bir tabanca ile
titreyerek,
kulaklarında yap diyen babasının sesi ile
o koca gövdesinde iğreti duran gözyaşlarıyla
tetiği çeken kızın abisidir.
ve sonrasında
o abide sevginin
gururu ezmesidir...
vicdanının bu ezikliğe dayanamayıp
bu sefer kulaklarında
aferin diyen babasının sesi ile
tabancayı kendi kafasında patlatmasıdır...

namus dinin namussuzluğudur.

istiridye çocuğun hüzünlü ölümü(tım burton)





eskiden bana sorsan en sevdiğin kitap hangisi diye inan cevap veremezdim.hani hepsini çok seviyorum filan ya ama bu kitap var ya hepsinden ayrı benim için bunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim :)

2 Haziran 2010 Çarşamba

3 HAZİRAN

VATAN HAİNİ

"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.


nedense boş.:(

öfkesel afrodizya

o kadar çok doğru var ki hayatta;yanlış yapmamak mümkün değil...

lunapark

çocukluk hayatı anlamdıramama halleridir;büyümekse ,lunaparkta temizlikçi olup,bunlara gülmektir...

mutluluk

yaşasın haziranın ilk yazısı çok güzel olacak.çünkü bugün harbiden mutluyum:)
kesin kalırım dediğim iktisat sınavım çok iyi geçti,ingilizce de beklediğimden iyi idi.
üstüne gittim kendime kitap aldım ki asıl mutluluk sebebim budur.

efendim kitaplar ise:

aforizmalar-franz kafka (daha önce arkadaşımdan alıp okumuştum artık benim de var:)
göçmüş kediler bahçesi-bilge karasu
tekinsiz-chuck palahnıuk (pop.kültür diye eleştirme arkadaş adam işi biliyor,son kitabı bu ve belki bir dövüş klubü etkisi yaratabilir)
aşka ve kadınlara dair-schopenhauer (turuncu okumuştu,meraklanmıştım ben de)
bu kenttir gidip gideceğin yer-konstantinos kavafis (bir arkadaşım hep alıntı yapar,zaten kitabın ismi bile güzel)
parfümün dansı-tom robbins (ada çok beğenmişti-kuzenim-zevklerimiz aynıdır da)

daha da alcam kitap valla. keşke dost benim olsa,kimseyi içeri sokmazdım durmadan kitap okurdum :) bknz: eric cartman;lunapark

neyse mirim para neden vardır ? bir içmek iki kitap alabilmek için :) yoksa hayatı yaşıyorum saymamalı. benim felsefem bu işte :):):)

ayrıca kitap tavsiyen varsa yazsana ya :) alırım en kısa zamanda söz cidden:)