31 Ocak 2011 Pazartesi

dönüm noktası

ocağın son 50dakikası.ve bu ay benim için bir dönüm oldu belki de.aklımda kalacak bir keşke var artık.daha önce hiç olmamıştı.daha önce hiç keşkem olmamıştı ve artık var.işin ilginç yanı doğru olanın bu olması.bakalım neler olacak ileride.meraktayım.

turuncununda doğum günü bu aydı.

sen okuma artık bloger dost.özel bu:)

sadece sen oku -bir gün- turuncum:)

iyi ki doğdun turuncum.inan ne kadar güzel bir gündü benim için bilemezsin.doğum gününde yazamadım bu yazıyı çünkü bilinsin istemedim.ama ay sonu yazdım çünkü sana kutlayamadım doğum gününü.bari buradan kutlayayım dedim.hep mutlu ol.her şey güzel olsun senin için.ben seni ne olursa olsun,ne değişirse değişsin,hatta olmaz ama,olmazlığını gönülden istesem de oldu da başkasına aşık oldum ya seni yine ondan çok seveceğim.sonsuza dek.iyi ki doğdun turuncum.
iyi ki doğdun séraphin.asla unutulmayacak olan meleğim.hep mutlu ol.:)

30 Ocak 2011 Pazar

yazmalıyım

yazmayalıyım içinde kertenkele kelimesi geçen birşeyler.bir benzetme vsvs bulmalyıım,bir kendimce bir şey yazmalıyım.çok kıskandım çünkü.kelime güzel bi kere abi.cidden kertenkele.demesi bile zevkli.deseneize kendi kendinize yavaş yavaş sesinizi yükselterek çok mutlu olacaksınız bence.deneyin bi lütfen.sonra en yakınınızdaki çocukla kertenkele avına da çıkabilrisiniz.deneyin,lütfen

vaad

bir insan kendiyle ilgili her düşünceyi berbat edebilir mi evet edebilir.cevabıgöreceksiniz...beni izleyin lütfen yeter.
seçim vaadi gibi oldu dimi?:)

neden sonuç ilişkisi cümlesine örnek...

onu bu kadar çok sevmemin en mantıklı sebebi,yanındayken onun, kendimden nefret etmeyişim...

biliyor musun?

biliyor musun? kendinden nefret etmek çok meşegatli(yazım yanlışsa afola)bir iş. gerçekten. samimiyim. biliyorum çünkü ben. nefret ediyorum çünkü bendeniz kendimden.
gün çok yavaş geçer mesala.

sabah kalkarsın yine mi yaşıyorum dersin kendine. hani uykumda ölecektim ben dersin.

gidersin banyoya elini yüzünü yıkmaya, aynaya bakarsın ister istemez. sonra farkedersin ki kendi lanet yüzünü görmemek için o aynayı kaldırmışsındır. duvarda sadece izi vardır aynanın. bir an gülümsersin. kendinden nefret etmenin gülümsemesidir bu da. dudaklar hafif yana kayar o kadar. zorakidir ne de olsa. çünkü aslında ağlamak istersin daha sabahın köründe. ama yok ağlayamazsın. izin vermez gözlerin sana. belki o zaman insani bir duygudan dolayı kendini seversin diye düşünürler.
gözlerin bile seni sevmez,hem de böyle bir duygu yaşama durumu yokken. aslında sadece karşında olması gereken bir prensesi sevecek olmakla görevliyken. ellerine bile bakarken nefretle bakar o senin olan gözler. hele bir de o eller gözlerinden çok beğenildiyse bir çok gereksiz tarafından
sorma gitsin bu nefreti.
ellerin de boş durmaz aslında.
bazen gözünü oymaya kalkar. vucudun kontrol dışı hareket eder anlayacağın.


daha bak sadece sabahtayız,aynanın(ki yok aslında)karşısındayız.ama yazı nerelere geldi.
ayrıca kendinden nefret etmek dostum,çok da yorucu bir iş. eğer bir insan gün içinde 10 yoruluyorsa sendeniz, bu durumda, 10kere10 yorulursun.
öğlen olur, yemek yersin, tadı almazsın, belki sadece acı tatları alırsın ve ne şanstır ki sen aslında acıyı sevmezsin, çünkü dilin senden nefret eder,ağla ister, gözün ağlatmaz ve bu ikilemde kalırsın.göz ve dilse birbirlerine şarkılar armağan eder.

kalbinse en büyük düşmanındır zaten. nefretin doğduğu yer. sen ananin karnından tam 9 ayda doğarken, bu nefret senin kalbinde erken doğumla gelir yerleşir senin evreninin merkezine.
ve öyle bir kalptir ki bu senden nefret etmesine rağmen,sen sadece nefret duygusu üretebilir bu kalp derken, gider kızın tekine deli gibi sevi besler. ama yegane amacından şaşmamıştır aslında kalp. yani bir anlık sanrıyla sevginin hoş denizine bırakırsın ya kendini,iyi hissedersin ya kendini...
işte o zaman tuzağına düşmüşsündür kalbinin. çünkü o deniz öyle bir deniz ki ucu bucağı yok,kimsecikler yok,yaşam yok,balıklar bile yok,seni yemeesinden korkacağın köpek balığı bile yok. en kötüsü ise sevgiye karşılık yok. kısaca hayat yok ama ölüm de yok.
öğlen biter akşam biter gece biter yatarsın bugün bu denizde öleceğim dersin. ama yok ölmezsin.devam eder her şey.yine aynaya bakmaya -ki aslında o ayna yoktu- unutma!ve bir yazı yazarsın nefret etmekle ilgili
onu bile beceremezsin
kopuk olur yazı
kendi nefretinle beyninde,kalbinden,ellerinden,dilinden,gözünden nasıl kopuksan yazdığın yazı da kopuk olur.
kendinden benim diye bahsetmekten bile korkarsın
çünkü kendini yazmaya layik görmezsin.
ve yazıda aşkın nefrete bağlılığını anlatmak istersin
ama tembelliğinden burada yazıyı bitirirsin
en sonunda neden böyle yaptım diye kendinden nefret edersin.:)

sevgilerimle

29 Ocak 2011 Cumartesi

otobüs durağı

bugün bahçelide otobüs durağında gördüğüm tatlı kız
hani hiç düşünmeden eline 5dakikada bir kar topu alıp
pirzola filan yer gibi yedin ya
gönlümün sultanı oldun lan
evlenelim dicektim hani :D
ya da sadece kanka olalım ama hayatımda ol lütfen diyecektim .D
hem güzeldin de bence :D

28 Ocak 2011 Cuma

dj leon 4



şimdi güzel şarkı bence :) sevdim içilir buna :)






bu şarkıda on numaradır.en sevdiğim şarkılar listesine girmiş bulunmakta.hoş bu listenin başı neresi?_ ve de sonu var mı yok mu bilmiyorum ama var böyle bir liste işte :)

25 Ocak 2011 Salı

son rüya

ve nefesi tükenirken yaşamayı hatırlamıştı sarhoş
bölük pörçük kan kokan şiirinin son cümlesinde
ve ölüsünü isteyen küçük devlerden kaçarken
böyle ölmek istemiyordu sarhoş
sevdiğine son kez bakamadan
sevdiğine son kez seni seviyorum diyemeden
ama artık bitmişti herşey
gelmişti yolun sonuna
nefesi tükeniyordu
karabasan gibi boğazındaydı devler
ve unutmadığı yüze son kez bakmıştı
bu son rüyasında

başı ve sonu gelmedi :) :P

...
yaşamayı unutuyorum bu gece
yalancı gözlerinde kraliçe
...

24 Ocak 2011 Pazartesi

edit:denizel sorun

denizel sorunu yazarken denizin dediği

o zaman senden korkmalı yani

:)

demişti

ezelden alıntı kim bilir onlar nereden alıntıladı(cahilliğim için afola)

herkesin ikiyüzü vardır ama kimse ikisine birden aşık olmaz...
bu laf aslında çokça kullanılabilecek bir laf ya
ki kullandım ya zamanında
şimdi de tekrarlamak gerekir ya
ben turuncunun her ikiyüzüne de ayrı ayrı aşık olmuştum be
demiştim ona
o da biliyorum ya
inanması güç ama
demişti...

22 Ocak 2011 Cumartesi

gökyüzü

bir bakmışsın arkana
herkes yalan söylemiş sana
bir bakmışsın önüne
inancın bitmiş hayata
bir bakmışsın sağına
boşluk
bir bakmışsın soluna
başka bir boşluk
artık
nerede yürüdüğünden bile emin değilsindir
tependeki gökyüzü vardır sadece
bir gerçektir
bulutlarıyla mavisiyle
o da olmasaydı
ne yapardın
sevdiğinin yalanına şahit olduktan sonra?

16 Ocak 2011 Pazar

şekil

aşkla fısıldanan bir ninni gibiydi
o gün
kulağıma fısıldadığın
seni sevgisizliğimle öldüreceğim
sözlerin
daha sonrasıyla ilgili tek hatırladığımsa
ağzından çıkan dumanın şekliydi
kalp şekliydi değil mi ?

15 Ocak 2011 Cumartesi

denizel sorun :D

yalan söyleyen herkesi anında anlarım diyenden korkmalı asıl
çünkü gerçekten iyi bir yalancıdır kendisi

11 Ocak 2011 Salı

ALİ SAMİ YEN

Bir veda gecesi idi bugün.çok duygulandım lan.galatasaray aşkım kendimi bildim bileli var.fazlasıyla var.bazen tek sevincim bazen tek üzüntüm olur bu takım.bugün hem vedaya hem de ilk gole kadar olan kötü futbola çok üzüldüm ben.neyse umarım yeni stat ali sami yen'den daha çok yer eder kalbimizde.artık güzel futbol izlemek istiyorum takımımdan,barçayı(her zaman kıskanacağımı bilmekle beraber)daha az kıskanmak istiyorum :)

bir gün gs aşkımla ilgili de bir kısa film çekme projem de var.senaryo vsvs her şey hazır bile.bence süper olur gibi:)ama ne olursa olsun çekicem ben bu filmi arkadaş ahanda buraya yazdım :)

son olarak rezil bir yazı oldu farkındayım,aslında güzel şeyler yazabilmek lazım ama beyin ders çalışmaya o kadar odaklı ki yazamıyorum iki kelime adam gibi.afola afola.

damak

bazen yarım kalmış şiirlerde güzeldir
tadı damağında kalan bitmemiş aşklar gibi

9 Ocak 2011 Pazar

öyle ya da böyle

benim bugüne dek sayılı da olsa çıktığım,sarhoşken takıldığım kızlar arasında ortak özellikler :)

1.ses tonları güzeldi
2.sigara içmezlerdi(sonradan başlama durumu oldu ama)
3.pskolojileri bozuktu:)
4.beyaz ten ağırlıktaydı
5.takıntılı oldukları kelimeler vardı(istemsiz)misal ben hep mantıklı kelimesini kullanırım.bunun sebebi de bir şey dendiğinde cevapsız bırakmama alışkanlığımdır.madem bi şe dendi cevap vermeli mantığı ile mantıklı derim ben:) severim de kelimeyi... aslen çok da manalı.ve bi tabii ses tonlamalarına göre anlam aralığı artar.bu da iyi bir şey bence.
6.bir de fiziksel bir şey daha gerekse küçük göğüslüydüler--80-85---
sapıkça anlaşılmasın bu lafım lütfen.ama bana bu durum ilginç gelir.seksi bir hatun tarif et deseler kesinlikle 90lık göğüs kafandan söylenir,ama aşık olacağın kadın tanımını yap denirse fransız göğüslü hatun derim.tezat bir durum var ortada.örk:marion cotillard





böyle işte maksat yazalım oldu blogu unuttum sanılmasın diye :)
saygılar efenim

5 Ocak 2011 Çarşamba

duyuru8567

arkadaşlar öncelikle bloglarınızı bu aralar takip edemiyor oluşum için özür dilerim.yani yorumsuzum filan ama yazıları toplu okuyorum:)yayınlandığı gün okuyamadığım için afola.ama elden geldiğince takipteyim.neden elden geldiğince dersler yüzünden:)

onun dışında bir şeyi farkettim aranızda reklam alanlar varsa tavsiyem olsun(ne kadar tık o kadar para dimi sonuçta)geçenlerde ikarus adı altında yazdığım kayıt(ki bi cümle altı üstü ve foto)böyle bayaa bi tıklanmış,elbette benim okuyucu sayım 52 olduğuna göre bu tıklanma googlede aramalardan oldu.demek ki neymiş eğer reklam alıyorsan sitene gir sürü ile googlede aranacak şeyleri,foto filan ondan sonra tıklan da dur.sonuçta mesele tıklanmak değil mi?girip çıkması bile yeter:)

benim aklıma böyle alakasız bir blog açsam mı diye geldi.arada para gelir.az zaman ayırmak yeter.

neyse farkedince bu bilgiyi bişeyeler yazmak adına yazdım.gereksiz farkındayım:)
not:ben reklam almam bloguma,söz valla,açıkcası bence doğru bir şey değil,hoş görebildiğimi söyleyemem ama elbette bu bir seçim ve saygım sonsuz reklam alan bloglara.iyi kazançlar:)

MİM4

hadi biraz kafa dağıtalım.hero of dark room beni mimlemiş yine sağolsun.:)

somut bir mim.

neyse geçtim ben mime,herkes aynı girişi yapıyor zaten:)

1.yaş kaç?? 20 olacağım martta:)

2.ismimin son harfi? iki adım var benim hangisi? neyse biri e biri a diyelim o zaman:)

3.en sevdiğiniz renk? beyazdır.ama ayakkabı asla beyaz almam.:)

4.kilonuz kaç? açken 70 tokken 72:) göbeğim yok kesinlikle:)

5.boyunuz kaç? 183:) hedefim 190 olmaktı ama olmadı.

6.kaçıncı çocuksun? tekim ben.P

7.en sevdiğiniz şarkı? ayrım yapılabilecek bir konu değil be:)

8.sigara kullanır mısın? sevmem.tadı kafası olmayan şeylerle aram yoktur:)

9.alkol? affedersin ama a.............na bile k........:)

10.sarışın mı esmer mi? bana sorulacak soru mu lan kesinlikle turuncu ama tek bi turuncu:)

11.çayı fincandan mı?bardaktan mı? çay çok az içerim ben.hastayken filan anca.o zaman da çayı kim yaptıysa onun tercihine kalmış oluyor bardak.bana farketmez abi çay işte lan çok önemli bişe değil ki:)

doz büyücüsü
neslince
absimisa
göğebakmadurağı


buket seni mimlemedim.zaten senin pek gizlin saklın yok:P
hadi saygılar.haaa aklımda bi yılbaşını nasıl geçirdim yazısı var,üşenmekteyim şu aralar ama yazacağım kesin:)

:(

kendime not: ninem bugün öldü.