30 Mart 2010 Salı

kankla

L:bana efsaneler anlat. içinde osiris ve set olsun sonra romus ve romulus tabi apollon ile artemis de olsun. önce şiddetli bir acı olsun sonra mutlu bir son. bana efsaneler anlat. gerçekle uzaktan dahi ilgisi olmasın dedim ya mutlu bir son olsun istiyorum ben. bir de bulutların yıldızları kapattığı bir gecenin, sabaha olan aşkı olsun bu efsanede olmaz mı?

kank:efsaneler mutlu bitmez asla.mutlu biten masallardır be leonum.sana leto yla çocukları artemis ve apollon un çöllerde süründüğü.morpheus un öz oğlu orpheus u öldürdüğü,athena nın sırf kendinden yetenekli diye bi kızı örümceğe dönüştürdüğü,kızların yeraltına kaçırıldığı ve ölümlülerin yok olduğu efsaneler anlatacağım.anlatırken içicez bir demli çay yada şarap içinde bir damla kan.

L:şarap içinde bir damla kan ve efsaneler içinde biz. ilkbaharın açan güneşinde sahne perdesi gibi bir bulut. kafamızda dans eden mutsuzluklar. hal böyleyken ufukta var mıdır bir tutam gülücük?

şimdilk böyle:)

29 Mart 2010 Pazartesi

şaşkınlık

benim kimseyle birlikte olmamı istemedğini ve bu yüzden olamadığımı işlerin hep hep hep kötü gittiğini bunda senin temiz sevginin etkisi olduğunu düşünüyorum:)

böyle dedi kendimi biraz üzgün hissettim mutsuz olmasına mı sebep oluyor ona sevgim?
şu hani secret olayına getirdi lafı biraz çok istediğin bir şeyin olması. benimle olsun diye mutsuz olmasını mı sağlıyorum istemeden? çok saçma değil mi secretmış filana da inanmam
deli saçması gelir bana. ama eğer öyle bir durum varsa cidden bana lanet olsun ben mutsuzum diye o da mı mutsuz? bunu istemem bunu istemek olsa olsa nefret duymaktan kaynaklanır.

edgar allan poe demiş ki

bekle beni orada! o derin vadide seninle buluşmakta gecikmeyeceğim.

çok güzel bir söz. belki bu dünyada birbirmize ait değiliz ama o da görecek vadide ruhlarımızın buluşmasını. ve sonsuz mutluluğun bizim için ne olduğunu.eğer bu dünya da mutsuzluk benim sınavımsa bunu geçeceğimden eminim. tüm ruhumla buna inanıyorum. ama yine de bu dünyada da mutlu olsun isterim.geçici sahte de olsa umrumda değil benim yüzümden üzüldüğünü düşünmektense bunu yeğlerim. belki bir gün anlar birlikte mutlu olacağımızı çok geçmeden. ama bu benim için kesinlikle fazla iyimser.

vazgeçemediğim mutluluk bizim olmayacaksa en azından senin olsun meleğim...

anımız

kuzenle faceden yazdık anı olsun istedim

o benim duvarıma şunu gönderdi:

a:duyarmisin sesimi... bilirmisin sevdigim ne haldeyim? Ah bi bilsen sevgilim ben sana hasretim...............

b:öldürdün bitirdin beni sevdiğiiiim:)

a:cok yalniz kaldim, sensizlikle zor yasadim! sucum neydi anlamadim... :)

b:senin suçun hiç olmadı, ben kendi suçlarıma ceza verdim sadece sensizlikle:) sen mutlu ol diye:)

a:gel desem gelirmisin? dön desem dönermisin? kiyamet kopacak nerdesin???? bedenim yanacak gelirmisin? yüregim kavruldu....

b:uzak diyarlardan gelsen ya dünyanın kalbi istanbula. kıyamet sonra kopsa bize ne desek:)

a:vurdun ben en derinden, bu yazdigina artik ne cevap vere bilirim ki :D

b:ve sözün bittiği yer burasıdır işte:)

can sıkıntısı sağolsun insana neler yaptırıyor seviyorum seni kuzen:)

27 Mart 2010 Cumartesi

ayyaş böyle buyurdu

sevmeyeceksin arkadaş
insanlar korkuyor sevgiden
sevginin kirlenmiş maskelerini düşüreceğinden
sevginin onlar için fazla iyi olmasından
sevginin tek gerçek olmasından
korkuyorlar deli gibi
hani oldu bir kaza sevdin onlardan birini
dinle bu ayyaşı küpe olsun sözleri kulağına
sakın seni seviyorum deme gafletinde bulunma
kendini asman daha iyi dünyanın başına

26 Mart 2010 Cuma

babamız

hepimiz tanrının piçleriyiz ve o bizi hiç sevmedi, sevmeyecek ; galiba annemizi doğumda öldürdük, başka neden sevmez bir baba çocuğunu?

teşekkür yazısı

insan vardır fark edilmez süsünden..
kimi farksızdır koyun sürüsünden;
ama her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden

diye yazmış melikemuu

altına da,belki birilerinin kafasına DANK eder, herkes kalp kırabilir onu bir şekilde düzeltebilirsin de, ama bir insanı yok ettikten sonra geri getiremezsin, diye yorum etmiş.

bunu tam neden yazdı bilmiyorum ama tahminimce beni üzene yazdı yanımda olması beni çok mutlu etti.tahminim yanlışsa da yazısı güzel yine mutlu etti yine yine. ve haklı insanı yok ettikten sonra getiremezsin geriye ne zamanı ne onu ne de yaptıklarını.

teşekkürler melikemuuuu

25 Mart 2010 Perşembe

egsamferem

karanlıkta okunan boş dualarımda
mutsuzluğu hakketmeme sebep günahlarımda
ruhum ölümle seviştikten sonra
yıkanıyorum tanrının kirlettiği rüyalarımda

bunalım yazı

bunalım bugün benim için şu sevdiğin kızın sana gelip çok mutluyum diyerek bugün biri ile tanıştığını ondan hoşlandığını söylemesi hem de 2 gün önce sana ciddi anlamda umut vermiş olması halinde. bir de buna bir kaç kişinin şahit olup sana gaz verdiğini düşün.

ha bir de bundan önce kendine söz vermişsen, aynı şey olursa sevmeyeceksin, diye. üstüne sözünü tutmamışsan tutamıyorsan yani hala seviyorsan. sevgi sözle mözle kesilmiyor arkadaş bunu anladım ben.

hani hayatıın gereksiz olduğunu düşünmüyorum da kendimin yaşamasını çok gereksiz buluyorum özellikle ruhumun ölümle seviştiği şu anlarda. kalkıp bileklerimi kesebilirim.


kalbim sikildi arkadaş sıkılmadı bak sİkİldİ.

gidiyorum ben cumartesi istanbula yarın kendime bir kaç kitap alacağım gideceğim evime. orda bizim bakkaldan alıcam haftalık içkimi vizelere kadar hem iç hem oku hem iç hem oku. bakarsın şansıma götüm yerde keserim bir şeyleri:)

bu da heralde en kötü yazılarımdan birisi oldu. ama arkadaş zaten genel de kötüyüm de şu an acaip kötüyüm.

23 Mart 2010 Salı

23ü doğum günüydü

üzülüyorum biliyorum. ama üzülüyorumda. iyiki varsın dedi sevdiğim

iyiki varsam üzülmesem(üzülmesek) meleğim daha güzel olmaz mı?ama asıl sen iyiki varsın da yaşadığımı hissediyorum dedim

o ağlamış
çok üzüldüm blog

çok güzel olur harika olur ama sanırım yüzyüze bir nebzede olsa daha iyi anlaşıyorz yazmış faceten

msne geldim o da geldi

benimkinden çalsın çalsın da sana versin tanrı mutluluğu.belki seni benle yaratmıştır da ondan bu kadar sevgin.
sorsana ona
neden bizi birbirmize yaratmamış
aşkı veren çaresini neden vermemiş dedi

beni aldı götürdü hüzne

belki tanrı bize doğmadan ihanet etmiştir
belki de sadece bir oyundur bu bilmece
belki de hiç biri neden uğraşsın ki koskaca tanrı bizimle
veya belki sadecebirimiz çok erken anladı
ve belki de birimiz daha anlayamadı
tanrının bize verdiği tiyatronun anafikrini

diye kendimce cevap yazdım

çok üzgün kendisni benden esirgediği için beni dün kırdığı için buna rağmen ona kızmadığım için


ben bu kıza deli gibi aşığım o yanımda değil diye mutlu değilim varsa yoksa o yoksa varsa o dünya onun yanında bir hiç

doğum günümü 100 kişi kutlamış daha da fazladır aslında çok gereksiz geldi be arkadaş ben ölmüşüm ki kutluyorlar doğum günlerimi ama hepsini ayrı ayrı seviyorum bunu da not etmek istedim kendime:)

22 Mart 2010 Pazartesi

kırmızı balonlu çocuk


kırmızı balonlu çocuk
nerdeyse her şeyi hiç denecek kadar bilir
bir şeyi ise herkesten daha iyi bilir
bizler de onu kıskanırız deli gibi
kırmızı balonlu çocuk
senden benden bizden herkesten
daha iyi bilir sevgiyi
sevgiyi masumiyetiyle bilir
o daha 3 yaşındadır ama bilir
bizler de onu kıskanırız deli gibi
büyüdüğümüz için
sevgiyi masumiyetsiz bıraktığımız için
artık
kırmızı balon çoktan patlamıştır
ve biz sadece ağlıyoruzdur hüngür hüngür

21 Mart 2010 Pazar

küçük prenses aldattı aşkı bir romeo ile

aldatmak iki taraflı bir fahişeliktir
parası şizofrenik bir aşk
satın alınan şey ise sadakattir

17 Mart 2010 Çarşamba

kalemsimtrakfotodilek

benimle mutsuzluklar dilerim
kara kalemimden çıkan
ak fotoğraflarda

zeytin dalı uzatmam
beni bir kez kırana
dünya olsa yeşilde

hayat benim
beni de mutlu etmezseniz
alır giderim topumu
oynayamazsınız siz de

kara kalemimden çıkan
ak fotoğraflarda
benimle mutsuzluklar dilerim

15 Mart 2010 Pazartesi

dizaynesteskolopikfıkra

kelimelerimin hepsini boşluğa sıkmışım ben
boş yere seni seviyorum demişim yanlış kadına

13 Mart 2010 Cumartesi

hastayım arkadaş
mutlu olmamı engelleyen bir hastalık
hayatı yaşamaktan korkmama neden bir hastalık

benim çıtkırıldı kalbimde
tümör var
KALBİMDE TÜMÖR VAR

ve bu tümörden kurtulmadıkça
aşk bana haram
bazen kurtulmadım da değil
ama
bu tümör öyle sinsi ki
beni öyle iyi tanıyor ki
bana nasıl yakşalacağını öyle bir biliyor ki
tekrar çıkıyor ortaya
ama sadece zarar vermek için
ben benim diye değil
zarar verilecek bir malım diye

galiba bazen hayatta birilerini tanımamak daha iyi....

teşekkürler

ben cennete gitmek istemiyorum çok garip değil mi? her şeyin mükemmel olduğu bir yerde mutlu olabileceğime pek inanmıyorum. cennet için dünyadan vazgeçebilmeyi anlamıyorum. belki bazılarımıza cennet daha cehennem. nereden bilebilirz ki?

forizm

bunalımım bir kaplumbağanın evi gibi sırtımda yük olmuş

12 Mart 2010 Cuma

ev

sade ev. ne kadar önemlidir her insan için. evin kokusu içeriye her girişinde seni rahatlatır değil mi? benim için aynı durum yok. evimin kokusu yok. ya da evlermin kokusu yok. göçebe olmuş bedenim kendi evlerim arasında. ailem bir orada bir burada.

ev insanı rahatlatır. içine girdiğinde tüm dünyanın dışındasındır. kendine özel bir oda ya da bensen hapistir ama yine de sana özeldir.

ev senindir. kokusuyla başlar rahatlatmaya,elini yüzünü yıkarsın sanki dünyanın kiri akar lavaboya. kir iğreçtir rengi de zaten ona göre siyahla karışmış bir bok böceği yeişilidir.. tabi eğer bir çöp yığınında uyumuşsan yani bir gece sen ben olmuşsan.

ev aslında rüyandır. en şahşalısından amerikan rüyasıdır. bir anne bir baba varsa kardeş veya ler... huzur bulursun sorunlar ne olursa olsun aslında yoktur diyebildiğin yerdir ev. yahutta evde tek sorun sensindir bir anlığına ben oldunsa.bilir misin bir aileyi dağıtan kişinin keş bir baba,rezil bir annenin değil de onların mükemmel olmasına rağmen boktan bir evladın olması nasıl bir duygu? yani ben olmak?

ev evdir işte. duşta çıplaklığının gücünü öğrendiğin evinle uyumlu kokunu hissettiğin ve bu duygulara şükür edebildiğin yerdir. ama bensen kokuşmuş bedeninin iki evin arasında sahipsiz bir fahişe olduğunu düşünebilirsin. hem de erkek halinle. böyle anlarda kendine çok lanet okursun. kafanı kendin sikersin.

evsizim ben. ev diyeceğim bir yer yok. kendimi ait hissettiğim bir yer yok. açıkcası bazen keşke babam dayakçı ayyaş bir adam annem de ezik bir kocakarı ya da kevaşenin teki olsaydı diyorum .belki o zaman kendimi evde hissederdim. benim hak ettiğim yegane evin insanları bu dediklerim işte.

belki cehennette bu dileğim!!cezam olur.


kaygısız papağan leon...

imgelemge


en güzel sözleri birileri senin kulaklarına fısıldamışken
birileri sevgiyle zaten sana çok güzel bakmışken
bir başkası sana enfes bir gelecek resim etmişken
ben düşünüyorum kara kara
neler söyleyebilirim sana diye
nasıl sevebilirim seni diye
en güzel resmi hangi boyalarla
resimden anlamazken çizebilirim diye

mutluluk kokan ilham perisini
nasıl mutlu ederim diye
içir* eriyor kara kara.


9 Mart 2010 Salı

olmadı bu

üç mitosluk dünya anayasası
bana düşman bir sinek ası
her şey allahın şakası

sarhoş doğduğum yerde
oturdum kumar masasına

başladı benim hikayem

alkol kokan ağzıma
attım bir karanfil
kardım iskambil
destesini heyecanla

bir sağ elimle
bir sol elimle

oyuna oturdum iblislerle
yanıbaşımda koca atlasla

dört yapraklı yonca
siyah gömleğimde
ayaklarımda nallarla

başladım oyuna
kendimden emin halde

kazandım kazandım kazandım
en sonunda risk aldım
her şey benim olmalıydı

tek bir ele koydum tüm varlığımı
iblisler güldü güldü hepsi sırayla girdi oyuna

kardılar iskambil destesini
bir sağ elleriyle
bir sol elleriyle

bir de orta elleriyle

bekledim bekledim
içimden istedim
bir maça as bir sinek as bir kupa as bir karo as

önce maça as geldi
sonra kupası
sonra karosu

kazandım derken

bitti hikayem
daha da mühimi gitti
tüm kazandıklarım

gelmedi sinek ası
üç mitosluk dünya anayasası
her şey allahın bir şakası

sarhoş öldüğüm yerde
kalktım kumar masasından

benim kaybetmem için
dünyanın kurulmuş düzeni
olmuş iblislere oyuncak

7 Mart 2010 Pazar

son rica

kararımı verdim ve intihar ettim ben. RUHEN. artık kitap okumuyorum,gazete okumuyorum,gündemi iplemiyorum,gülmüyorum,ağlıyor da değilim. sadece fiziken varım. belki bir yerlerim yemedi ama ruhen bikem bir ihtihar benimkisi.

misal aşık olmayacağım güzeller güzeli bir kıza daha. yahut öpmeyeceğim bu dünyadan da cennetten de çok sevdiğim annemi. ya da her insanın yaptığı gibi baba evlat konuşması yaşamayacağım ben, babam en çok bunu istese de. diyorum ya ben istemediğim dünyanızda ruhen öldüm diye.

affedin beni insanlığımdan istifa ettim diye. bok çalmış karanlığınıza bir de ben sıçmadım diye. sevgiye inandım ya saf gibi yanarım da ona yanarım. para etmiyormuş ki dünyanızda bir tutam sevgi.

artık sadece bir papağanım o kadar.

5 Mart 2010 Cuma

masalımsı(1)

yukarıya çıktım rüyamda hem de çok yukarıya. dünya gözükmüyordu. hatta güneş sistemleri karınca gibiydi. boşlukta gibiydim. etrafımda bir tek kişi vardı.o da benden 3 metre uzun. heybetliydi ama ürkünç değil. gözleri sevgi doluydu biraz da canı sıkkındı yüzünden anladığım kadarı ile. hoşgeldin dedi bana. ben şaşkındım çünkü cinseyitini anlayamamıştım hem çok güzel bir kadındı hem çok yakışıklı bir erkek. üzerinde romalı kıyafeti vardı ya da müslümanların hacca giderken giydiği kıyafet ya da sadece kefendi,baş ve bacak kısmı kesilmiş tertemiz bir kefen. çok sıkıldım dedi arada dünyanızdan bazılarınız buraya gelmese zaman geçmez dedi. birden güldü meğer şaşkınlığıma gülmüş. ben israfil dedi. yolda azrail anlatmadı heralde,benim kıyameti duyurmam dışında her yeni gelen sevgiliyi karşılama görevim var dedi. şaşkınlığım katlandı da katlandı. buraya gelişimi hatırlamıyorum bile dedim. o da demek ki azrail bugün sıkkın konuşası yokmuş dedi. vay be diyordum içimden azrail bazen sıkkın bazen mutlu oluyor ha ona göre yolda aldığı canlarla konuşuyor israfil de bizleri karşılıyor. hoşuma gitmişti. adam yerine konmaya ölünce başladım,keşke daha önce olsaydı dedim. o da güldü ne fark eder bundan sonra sonsuza kadar adamsın üzülme altı üstü 32 dakika geçti. 32 dakika mı ??? bu benim öldüğüm yaş ama dakka mı??? diye düşünürken zaman kavramı görecelidir dedi sizin aklınız zamanı yavaş algılıyor aslında sadece dakikalar vardır fazlası yok dedi. of dedim kendi kendime ama bu sefer sesli.(bulunduğum yerde sesli sessiz diye bir şey olduğunu bilmiyordum.) yüzlerce sorum var bunlar da ne böyle derken. israfil hızla uzaklaşmaya başladı ama sesi sanki yanımdaymışcasına güle güle başkası geldi onu karşılamalıyım diyerek gitti.

''''insanlar yaşar dakika, sanar yıl, israfil kıyamete kadar bekler mi 2 milyon yıl.
onun canı da can değil mi, gelmez insan aklına, yakındır çalacak sur borusunu melek
insan bebeği hayatın değerini anlayınca'''


şimdi yapayanlız kaldım. gördüğüm kadarı ile kimseler yoktu kendimce gezintiye çıktım. kafamda melekleri saydım israfil cebrail mikail ve azrail. yalnızdım ama mutluydum huzur doluydum. tabi asıl duygum şaşkınlıktı. yeni doğan gibi bir yeni ölüydüm,ağlamıyordum gülüyordum.

birden solumda 160 cm olan bir gövde belirdi. gözleri bembeyazdı daha doğrusu gözbebeği filan yoktu sadece ak kısım vardı, küçük bir kar topu büyüklüğünde yusyuvarlak gözler. sakalı vardı ayrıca, mavi renkte olan upuzun bir sakal ama ne kadar uzundu bilmiyorum. sanki sonsuzluğa doğru gidiyordu..saçları gökkuşağının tüm renklerine sahipti. kanatları kızıldı ancak sadece bir güvercin kanatları büyüklüğündeydi ve elinde de bir rulo kağıt vardı dikizlediğim kadarıyle isimler ve benzeri şeylerin yazdığı bir kağıt.(lar)


kağıda bakınca o görev listem dedi. israfil yanına gelmemi söyledi seni sevmiş ben azrail dedi. yolda konuşmadığım için kusura bakma bugün canım sıkkındı. görevimden sıkıldım biraz dedi. sadece anlıyorum dedim. yoo yanlış anlama ben can almaktan sıkılmadım bu iyi bir şey sizleri ait olduğunuz gerçek yere getiriyorum dedi ben sizlerin hala o sahte hayatı yaşamanıza sıkılıyorum diye de ekledi. SAHTE hayat diye tekrarladım. evet dedi sizler testtesiniz ama bence teste gerek yok sonuçta zaten ortadayken. birden sustu sonuç ne diye usulca sordum. gitmem lazım kusura bakma bekle ve gör herkes gibi, güle güle dedi ve gitti puf diye.


!!!yaratılır korkudan kabuslarda bir azrail elinde tırpan ile,
almaz insan aklı onun sadece ölüm yoldaşı olduğunu ,
her ölümde kalbinden bir parça koptuğunun ,
bunun için en büyük kalbin azrailde olduğunun ,
ve korkar insan en iyi arkadaşından ölüm denen önyargı yüzünden!'''

4 Mart 2010 Perşembe

anlayamama hali


sorun şu bir çok insan sevdiği biri ölünce onu sen bir melektin diye yolcu ediyor. hele bu şansız kişi, kötü bir şey yüzünden ölmüş ve ya daha da mühimi bize verilen bu muhteşem yaşam hediyesi Veren Kişice çok zamansızca geri alınmışsa, kesinlikle melekti ve diğer dünya da melekliğine devam edecektir. bir çok insanın düşüncesi bu oluyor acı kayıplarda. tamam ölüm üzücü bir şey herkes sevdiğini iyi hatırlamak ister. ama sorun şu herkes melek idiyse neden bu dünya böyle boktan bir çuval.?


her gün doğuyor bir melek

her biri içi boş kelek

mutlaka peruk takıyor bir şebek

ortaya çıkınca kelek


cbvcfrgca


en derin sırlarnı karanlıkta okumama izin versen dahi seni kendimden iyi tanıyorum ve tanıyacağım daima