5 Mart 2010 Cuma

masalımsı(1)

yukarıya çıktım rüyamda hem de çok yukarıya. dünya gözükmüyordu. hatta güneş sistemleri karınca gibiydi. boşlukta gibiydim. etrafımda bir tek kişi vardı.o da benden 3 metre uzun. heybetliydi ama ürkünç değil. gözleri sevgi doluydu biraz da canı sıkkındı yüzünden anladığım kadarı ile. hoşgeldin dedi bana. ben şaşkındım çünkü cinseyitini anlayamamıştım hem çok güzel bir kadındı hem çok yakışıklı bir erkek. üzerinde romalı kıyafeti vardı ya da müslümanların hacca giderken giydiği kıyafet ya da sadece kefendi,baş ve bacak kısmı kesilmiş tertemiz bir kefen. çok sıkıldım dedi arada dünyanızdan bazılarınız buraya gelmese zaman geçmez dedi. birden güldü meğer şaşkınlığıma gülmüş. ben israfil dedi. yolda azrail anlatmadı heralde,benim kıyameti duyurmam dışında her yeni gelen sevgiliyi karşılama görevim var dedi. şaşkınlığım katlandı da katlandı. buraya gelişimi hatırlamıyorum bile dedim. o da demek ki azrail bugün sıkkın konuşası yokmuş dedi. vay be diyordum içimden azrail bazen sıkkın bazen mutlu oluyor ha ona göre yolda aldığı canlarla konuşuyor israfil de bizleri karşılıyor. hoşuma gitmişti. adam yerine konmaya ölünce başladım,keşke daha önce olsaydı dedim. o da güldü ne fark eder bundan sonra sonsuza kadar adamsın üzülme altı üstü 32 dakika geçti. 32 dakika mı ??? bu benim öldüğüm yaş ama dakka mı??? diye düşünürken zaman kavramı görecelidir dedi sizin aklınız zamanı yavaş algılıyor aslında sadece dakikalar vardır fazlası yok dedi. of dedim kendi kendime ama bu sefer sesli.(bulunduğum yerde sesli sessiz diye bir şey olduğunu bilmiyordum.) yüzlerce sorum var bunlar da ne böyle derken. israfil hızla uzaklaşmaya başladı ama sesi sanki yanımdaymışcasına güle güle başkası geldi onu karşılamalıyım diyerek gitti.

''''insanlar yaşar dakika, sanar yıl, israfil kıyamete kadar bekler mi 2 milyon yıl.
onun canı da can değil mi, gelmez insan aklına, yakındır çalacak sur borusunu melek
insan bebeği hayatın değerini anlayınca'''


şimdi yapayanlız kaldım. gördüğüm kadarı ile kimseler yoktu kendimce gezintiye çıktım. kafamda melekleri saydım israfil cebrail mikail ve azrail. yalnızdım ama mutluydum huzur doluydum. tabi asıl duygum şaşkınlıktı. yeni doğan gibi bir yeni ölüydüm,ağlamıyordum gülüyordum.

birden solumda 160 cm olan bir gövde belirdi. gözleri bembeyazdı daha doğrusu gözbebeği filan yoktu sadece ak kısım vardı, küçük bir kar topu büyüklüğünde yusyuvarlak gözler. sakalı vardı ayrıca, mavi renkte olan upuzun bir sakal ama ne kadar uzundu bilmiyorum. sanki sonsuzluğa doğru gidiyordu..saçları gökkuşağının tüm renklerine sahipti. kanatları kızıldı ancak sadece bir güvercin kanatları büyüklüğündeydi ve elinde de bir rulo kağıt vardı dikizlediğim kadarıyle isimler ve benzeri şeylerin yazdığı bir kağıt.(lar)


kağıda bakınca o görev listem dedi. israfil yanına gelmemi söyledi seni sevmiş ben azrail dedi. yolda konuşmadığım için kusura bakma bugün canım sıkkındı. görevimden sıkıldım biraz dedi. sadece anlıyorum dedim. yoo yanlış anlama ben can almaktan sıkılmadım bu iyi bir şey sizleri ait olduğunuz gerçek yere getiriyorum dedi ben sizlerin hala o sahte hayatı yaşamanıza sıkılıyorum diye de ekledi. SAHTE hayat diye tekrarladım. evet dedi sizler testtesiniz ama bence teste gerek yok sonuçta zaten ortadayken. birden sustu sonuç ne diye usulca sordum. gitmem lazım kusura bakma bekle ve gör herkes gibi, güle güle dedi ve gitti puf diye.


!!!yaratılır korkudan kabuslarda bir azrail elinde tırpan ile,
almaz insan aklı onun sadece ölüm yoldaşı olduğunu ,
her ölümde kalbinden bir parça koptuğunun ,
bunun için en büyük kalbin azrailde olduğunun ,
ve korkar insan en iyi arkadaşından ölüm denen önyargı yüzünden!'''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder