31 Ağustos 2012 Cuma

kardeşler

ne yazsam ki canım çok sıkkın. hastayım resmen. acıyor içim. çok da yazdık bunları. ama olmuyor böyle. nereye kadar ? gittiği yere kadar demeyin. olmuyor işte. çok saçmalıyorum. biliyorum.

sikiyim böyle hayatı ne diyim.

affedersiniz ama
Allah belamı versin
abiler ablalar.

günler

bazı günler seni bu kadar sevdiğim için utanıyorum kendimden bugün o günlerden biri işte.

gulugulu

yıkanamayacak kadar kirlendik!

29 Ağustos 2012 Çarşamba

suç

suçu işledik ama yakalanmadık o zaman da suçlu olur muyuz ?

blanka

sen iste dudaklarında kültablası olurum

27 Ağustos 2012 Pazartesi

ateş

belki de tanrı sadece yanlış bir aşkı üfledi kalbime...

23 Ağustos 2012 Perşembe

tabiat

yok oluşun resmine çalınmış bir mısra
okumaman gayet tabii

gülmek

somut sorunlarla gelmeyin bana gülünç oluyorsunuz.....soyut sorunlara tercih...

21 Ağustos 2012 Salı

doğa

birbirimizin doğasında varız.

18 Ağustos 2012 Cumartesi

sanrısal tanrı ve tanrısal sanrı

budalaca bir sanrı
yaşatıyor tanrı
yani
tanrısal sanrı
ve sadece
bana sanırım
meğersem
kelebekten
tırtıl çıkarmış
turuncu diye bir
renk de yokmuş
sadece
siyah
ve birazda beyaz
sanırım
bir de
kırmızı
köşeler ise
hiç bir zaman üç
veya dört olmamış
hep
bir taneymiş
biz abartırmışız
gözümüzde
-evet
biz dedim-
belki
sırf
ben tekil değilimdir diye-
ve
oynuyor bizimle tanrı
sanki
koca bir miş ekli sanrı
yani
sanrısal tanrı

17 Ağustos 2012 Cuma

hocaya soru

şimdi şöyle bir şey oldu ya da olmadı:
bir kurumdayım okul dershane vs olabilir. bir kız bir kapıya girmeden önce bu arada senin ismin tam neydi diye soruyor ben cevap veriyorum. kız öylesine bir kız. tanımıyorum görmedim etmedim. vs. sonrası ve öncesi de var bunun. yani rutin şeyler. peki buradaki gariplik ne ? şöyle ki ben bunu gerçekten mi yaşadım rüya mıydı ? gerçekse ne zaman nerede kiminle ve sonrasında olanlar ne zaman ve nerede ve elbette öncesi? rüya ise neden bu kadar gerçek mi diye aklımda yer ediyor? rüya ise neden yaşamış gibiyim...??? sonuç gerçekle rüyayı ayırt edememe sorunu. ki başka bu tarz doğal olaylar da var. yani kendimi uçarken görüp rüya mı gerçek mi değil sorular? ve gıcık bir durum...
ayrıca kiminle ne zaman ne konuştuğumu kimin ne anlattığını falan filan bunları da karıştırabiliyorum. sadece turuncudan eminim. az çünkü. çünkü diğer insanlarla ise olan her zaman birileri hayatıma giriyor. sanki kitap gibiler. kısa süre giriyorlar. sonra tekrar okumak istediğimde ise kitabın adı değişmemiş ama içindekiler paso değişmiş. belki bilmem kim 2-3-4 olmuş. ama bu kişiler işte ben de hep birbirine girmeye başlamıştı. biri şunu demişti birib unu demişti diye aklımda kalıyor her şey. ve yine bunların da gerçekliğinden emin olamıyorum. sıkıntı büyük mü hocam ? ne dersin ?

karşılaştırma hali

senin bana bir bakışın bin şiir
bir başkasının bana ömür boyu bakışı bir mısra...

16 Ağustos 2012 Perşembe

ya ruhum

sanki biri beynime ve kalbime birer kurşun sıkmış gibi
öyle bir boşluk ve kaybetmişlik var
sensizliğimde.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

ilk aşk

ölümden korkmuyorum ben
çünkü her şeyimi kaybettim
ilk aşkımı yani...

13 Ağustos 2012 Pazartesi

kafa olmuşken

............................................................






.................................gelecek ne gösterir bilinmez sevimgili ama geçmişimizi yok ettiğimiz çok açık.


başı olan bir mektup olacaydı bu ama unuttum lan.

sevi

sevmeyi seninle beraber öğrendim ben
ama sevilmeyi öğrenemedim senden
sense
sevilmeyi öğrendin benden
ve de
sevmeyi öğrendin yine benden
ama
bir başkasına...
bir hesap hatası yapmadın mı sence
de sevi...

12 Ağustos 2012 Pazar

bir siyasi direnişin asi imzası var bu aşkta

bir siyasi direnişin asi imzası var bu aşkta
yusufun gözü var zührenin tılsımı
leylanın ahı mecnunun vahı var
adem ile havvanın ise hırsı ve şaşkınlığı
o kırmızı elmanın karşısındaki
seninse saçların ve soruların
benimse cevaplarım ve kalbim
bu aşkın içinde
ezelden beri
tüm gözyaşlarının tuzu var
kalbindeki hapse alışmışlığım var
bir siyasi direnişin asi imzası var bu aşkta
fikir suçuydu seni seviyorum demek sana
bense vazgeçemez halde söylemekten
hakim suçlu
izleyenler suçlu
biraz da sen suçlusun
sessizliğinden
rüzgarla mı yollayacaksın bu hapse
sevgini ?
bir siyasi direnişin asi imzası var bu aşkta
azı çoğu yok
varı yok
oluru yok
belki ama
aşk işte
bir kalem ile bir defterde başlamış
gözlerine seni seviyorum ile
ve fikir suçuydu bu sevgilim
olsun var olsun
üçgenin içi açıları
kalp
olsun
akıl olsun
ruh olsun
ve o ünlü salonda bana eşlik edersin belki
vals eşliğinde
ya da kız kulesinde bir mısraya
tango ile
bir siyasi direnişin asi imzası var bu aşkta
ister kabul eyle
ister redd eyle
fikir suçum sabittir bu evrende.

10 Ağustos 2012 Cuma

9 Ağustos 2012 Perşembe

unutma ve yap

bir otopsiyi izle.
bir davayı izle.

isim

ismin yazması ve okuması ve de söylemesi en güzel şey bu dünyada.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

hukuk

insanlarda gördüğüm bir insanı yargılarken sadece aklında kalanlardan anlayabildikleri ile yargılamaları. yani diyelim ki cümle seni ölesiye seviyorum. insanların aklında kalan ise seni seviyorum. yargısı ise beni seviyor oluyor. bunu çeşitlendirebiliriz. oradaki ölesiyenin mühim olduğunu görememek!!! bunu anlasa anlasa kafka ve ya kafkist bir kafa anlar. çünkü kelimeler mühimdir. kelimeler hukuktur aslen. hem soyut hem somut. ve benim gibiler konuşurken saçmalar gibi gözükürken sadece buna önem verdiğinden böyledir. gelebilirimsi her ek mühimdir. misal. böyle olurken hayat insanlara nacizane tavsiyem. ya yargılama işini konuşma sırasında yapmaya çalışın olabilir. ki böylece en azından daha yakın bir yargı olabilir. ya da hiç yargı yapmayın. çünkü eğer birisini yargılıyorsanız kendi dünyanızda o an hakimsiniz demeketir. ve hakimlik adaleti gerektirir. bundan dolayı yargılarınıza sahip çıkın. bunu size kafka derdi. ama yaşamadığı için ben söylüyorum. saygılarımla arz ederim.

jousere

kadınlar sexe erkeklerden daha fazla önem verir. düşün bakalım.

nefret


uyurken kalbimin atışını duymaktan çok nefret ederim lan.
bu arada dövme yaptırdım. léon karikatürü. gördüğün gibi.

AŞK

seni görünce
ruhumun titremesidir.

öenmli

saptama lan bu.
kadınlar erkekleri sonsuzdan sonsuzluğa dener.
bugün konusu çok geçti
onu geçtim
milena bile kafkayı denemiş lan...
ötesi mi var.
acaba gerçekten aşık olanlar sadece erkekler mi lan ?
kadınlar tarihin başından beri bizi yediler mi ?
niye böyle yazdım AMK.

hak

hakikaten ben nasıl yaşıyorum ?
seni görmeden geçen her gün mutsuz yaşıyorum, yaşamak denebilirse...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

siyo

kadınların aşka saygısız olduğu bir çağdayız...kıyamet sebebi.

5 Ağustos 2012 Pazar

bir gün

sevgili
bir gün olacak olanı anlatayım sana
bir kaç uzun yıl geçtikten sonra
belki yakında
belki uzak da olsak da
seni ikna edeceğim benimle sadece uyu diye
ve sen geleceksin yanıma
merak etme
korkulacak bir şey olmayacak
sadece yanımda siyanür olacak
ve ben o gün
sonsuz uykuya dalacağım yanında
sense uyanıp
salak deyip
gideceksin
...

1 Ağustos 2012 Çarşamba

doktora

doktor bey tamam her şey psikolojik. yaşıyorum. siz de yoksunuz aslında. ama varmış gibi. arsızca yazabiliyorum size. tastamam bir salamlı sandviç. aslında acıktım sadece. ve şimdi çekirdek çitleyeceğim ateş böceklerinin sesi eşliğinde. karşımda kemal sunal. biraz gülmek. biraz geçmek. ve iyi geceler.

psikolojik

ölümümü bu kadar düşünmem normal mi ?

intihar.

senle ilgili korkularım da var. sadece senin için olanların dışında. bu sefer benle ilgili. yanisi sen bana güven vermiyorsun hiç. sanki hiç umurunda değilim ve de mutluluğun için gerekirse en kolay harcayacağın şeyim. beni hiç düşünmezmişsin gibi. gelecekten bunu beklemem tuhaf mı? oysa bir de o var.
aklımı senden sonra çelen. en azından bana huzur veriyor o.ecem.bilmiyorum bana öyle geliyor ki senin beni getirdiğin uçurumdan beni çekip alabilecek biri.bunu yıllardır ilk defa düşünüyorum. başka kızlarla da tanıştım ama hiç biri bu etkiyi yaratmadı. senle kıyaslamadım bile onları.ecemi ise istemsizce kıyaslıyorum. sana olan benzerlikleriyle başlayan bir şekilde.
bu şekilde konuşmam yani yazmam bile o uçurumdan atılmam için bir sebep değil mi? hak ediyorum ölümü. ve buna rağmen ondan bir kurtuluş bekliyorum. oysa uçurumda olduğumu görmüşcesine alkolik diyor. zaten o fazlasını hakediyor hayatta. her şeyin. en iyisini. belki ona sevgimi ve de sana rağmen sadakatimi verebilirim. ama bunu anlar mı ? değeri var mıdır ? o vakit ben ömür boyu yalnız mı kalacağım? çünkü her şey sana rağmen yaşanacak hayatımda.
bugün onu göreceğim ve de sana yazıyorum. ve senin bundan haberin bile yok. çok ilginç. bunca şeye rağmen korkuya rağmen huzursuzluğa rağmen yine sen merkezimde yer alıyorsun bir şekilde. gerçek şu seni geride bırakıp tamamen hem de. hayatıma devam etmem gerekiyor. yoksa....

milenaya mektupları okurken 2

milena çekçede milenka demekmiş yani sevgili demekmiş

----


bir salon yeterdi sana oysa. ve şaşılacak şey tanrı senin için koca bir dünya yaratmış...

sitem

bazen anlamıyorum çevrene aldığın insanları. ben sana bakmaya dokunmaya bile korkarken,,, bilmem kim sana kaba davranabiliyor. sinirini bozabiliyor. sesini yükseltebiliyor. ve hayatında olmaya devam edebiliyor. sana ulaşmak bilmem kim için daha kolay oluyor. tamam ben hiç ulaşamayayım sana. seni hiç görmeyeyim. önemi yok çünkü biliyorum ki sen benimsin bir daha seni görmeyecek dahi olsam...ama o da görmesin. en azından senin güzel gözlerini görebilmeyi hak edebilsin. sesini duyabilmeyi. bana kalsa senle arkadaşlık kurmak için bile sınav açardım. ve inan bana bunu dünyada hiç kimse geçemezdi. hakları değil çünkü. ve ben saçının teline bile taparken zarar gelmesin isterken....geçmiş ve şimdinde ve de belki geleceğinde seni üzenler...sana bağırabilenler...nasıl olur sana sesini yükseltebilirler!!! ben ki sana sitem bile etmezken...ricam basit aslında.benim sana verdiğim değerinin birazını kendine ver. kendini üzecek insanları uzak tut. belki beni de. ama ne bileyim. anlayamıyorum bu durumu ve gerçeği. kabullenemiyorum da. bu denli aptalca hareket edişini...bu insanlara bu hakkı ne diye verdiğini...
bunu görmek bile inan bana beni öldürüyor.

milenaya mektupları okurken

yabancı olsam kızımın ismi direk milena olurdu. karakterden değil ismin tınısı mükemmel
...

daha önceki bir yazı değişirse
ben
sen ve onun arasındaki kafkayım....

..

.

ve ne mükemmeldir kafkanın mektuplarına senin franz kafka diye başlayıp yavaş yavaş senin diye bitirmeye geçmesi ve durumu sanki farklılık olsun diye göstermek adına tekrardan başka değişikliklere gitmesi....
acaba milena bunu görebildi mi ?

sigara


içimdeki acı belki şöyle tarif edilebilir:
düşün ki
biri seni sürekli kül tablası olarak kullanıyor
küllerin
ciğerlerini
o yakışı durmadan devam ediyor
ve su hiç bir boka yaramıyor
ve sıkıntı acının büyüklüğü değil
sürekliliği.!.
işte bu
içimdeki acıyı tarif edebilir...

muhasebe

ebedi uykuma senin yanında dalmak
sırf bu yüzden ölüm tarihimi bilirim...