17 Eylül 2020 Perşembe

aşk hakkında

 aşk senin için var olmanın mihenk'iydi. bir tür tözdü. aşkın tanımının tartışılmasını asla anlayamazdın. aşk senle var olan, karşındakiyle özdeşleşen ve birlikte büyütüp öldürdüğünüz veya sonsuzluğa armağan ettiğiniz ruhsal bir deneyimdi. aşkın bilimsel açıklaması olan yok koku ile olması yok kısa süreli bir süreç olması, ömrü şu kadar vs vs senin için safsatadan ibaretti. buna inanan insanlar evrimde hayvanlık sınırını aşamamış olan cinsellik düşkünü budalalardı. aşkı da her şey gibi hayattaki her nefes gibi tüketilecek bir şey olacak görüyorlardı. senin içinse bu töz aslında her an farklı bir gelişim yaşayan bazen durağanlaşan, yeri geldiğinde de gerileyen ama her defasında aslında şekil değiştirerek zeki bir insanın aradaki inceliklerle aşkını zamanın ve tüketiciliğin hapishanesine hiç mahküm etmediği gerçek duygulardı.

aşk insan hayatında hayvansal bir sonuç değil aksine  insan hayatına evrimle gelen entelektüel bir birikimdi. insanlık varlığını binlerce yıllara dayandırırken, aşk şu an bilinen evrimin en tepesinde var olmaya başlayan emekleme dönemindeki bir bebek. aşkın sevgiye dönüştüğü  embesil bir düşünceyi tartışmaktansa aşkın her gün aynı tutku ve paydaşlık olduğuna inanırdır. burada unutmadığın detay ise arada tutkunun bile bazen rutinleşebileceği gerçeğiydi. seks esnasındaki kazanılan ivmeye uyum gibi. bunun da üstesinden çok kolay gelinebileceğine inanıyordun. sadece basit bir tüketici olmayarak aşka kendini bırakarak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder