Gece gündüzle,gündüz geceyle bulandıkça. Birbirini altetmeye çabalayan bu iki düşman, bana işkence etmek için ,el sıkıp anlaşıyor; biri işe koşuyor,diğeri beni işten yoruyor. 'ne kadar parlaksın'diye iltifat ediyorum güne;'bulutlar göğü kararttığında yardım edersin'..diyorum ki,esmer tenli geceye yaranmak için de, 'sen aydınlatırsın akşamı,yıldızlar parlamazsa' yine de gün,gün geçtikçe uzatıp duruyor çilemi, geceyse ,her gece, derdimi arttırıyor. (sone 28,wıllıam shakespeare)
12 Aralık 2015 Cumartesi
ikiyiz
insanların iki kişi doğduğuna inanıyorum. içinde. dışta ne olduğundan bağımsız. bir kadın ve bir erkek olarak doğan bebekler. öyle ki bu iki iç birlikte ne kadar uyumlu ve aynı zamanlı büyürse bir o kadar yetkin, eril insan ortaya çıkıyor. içlerden biri eksik kalırsa, insan o kadına ya da erkeğe yetemezse özgüvensiz, duyusuz ya da fazla saldırgan birey ortaya çıkıyor. toplumların geri kalmışlığının özü belki de budur. ya da ilerleyebilen toplumların sebep sonuç ilişkisi içlere istemli istemsiz verilen öneme dayanıyordur. kendine ve topluma saygının, en önemlisi empati yeteneğinin gelişiminin öncelikle insanların iç hayatlarında(kadın-erkek bütünlüğümüz) başladığını düşünebiliriz. özgür bireyler için özgür içler. felsefenin buna dayandırılması ile içteki kadına ve erkeğe eşit derecede sahip çıkmak; şansla ve ya hormonla ve ya kaderle gelişmiş ya da gelişmemiş cinsel organdan bağımsız hayatların toplumların ve medeniyetlerin ilerlemesini sağlayacağına hepimizin inanması dileği ile.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder