9 Ağustos 2010 Pazartesi

oğuz atay-tutunamayanlar

benim için bütün oyunlar,romanlar,hikayeler herkesin anladığından başka bir anlam taşıyor.bütün hayat,bütün insanlık bu kitaplarda anlatıldı,bitirildi.yeni bir şey yaşamak ,yeni bir kitap tanımak oluyor benim için.kitaplarla ve onların yazarlarıyla birlikte yaşıyorum.önsözlerle yaşıyorum. hiçbir yazar şaşırtmıyor beni: çünkü hayatlarını sonuna kadar biliyorum.gerçek dediğimiz dünyadaysa kimin ne yapacağı belli değil.her gün şaşırtıyorlar beni.yazarlarımla yaşamak daha kolay.1886da n.kasabasında doğdu.babası,annesi,kardeşleri,çevresi,yaşarken kimsenin bilmediği ıstırapları,kuruntuları,arkadaşlarıyla kavgasının gerçek nedeni,hepsi hepsi satırların arasında.tanımadığım yönlerini merak ediyorum ilk sayfalarda;fakat biliyorum hemen her şeyi öğreneceğimi.
bana kitap kurdu,boş hayaller kumkuması,hayatın cılız gölgesi gibi sıfatlar yakıştırılabilir.şövalye romanları okuya okuya kendini şövalye sanan don kişota beznetebilirsiniz beni.yalnız onunla bir fark var aramda:ben kendimi don kişot sanıyorum.
kitaplardan,yaşantılarım için yararlanamadığımı ve kendimi bir biçime sokamadığımı da yüzüme vurabilirsiniz.ne yapabilirim?kitap okumakla,manavın beni aldatmasına engel olamıyorum bir türlü.manava inanmadığım halde beni aldatıyor namussuz.ya inandığım dostlarımın beni aldatmasını önlemek:büsbütün imkansız bu.dostlarım alay ediyor benimle.bu çocuğun sonu ne olacak,diyorlar.hiç olmazsa kitaplardan kitaplar çıkarmalıymışım.
bu da yapamıyorum,yazamıyorum.kitapları işimde kullanılacak bir mal gibi göremiyorum:kapılıyorum onlara.belki kitaplar da onlara karşı gösterdiğim aşırı ciddiyetimle alay ediyordur.biliyorum,kitaplarda beni adamdan saymıyorlar.fahişelerin,onlara barlarda para yediren tüccarları küçümsemesi gibi hor görüyorlar beni.

uzun bir alıntı oldu kb:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder